24 Şubat 2012 Cuma

adını başlık koydum..

ööööööf

adını bok koysaydınız daha iyiydi ha.. ne boktan dizi lan bu.. şu diziye sardığım güne lanet olsun ya.. valla sinirlendim artık bak..

psikopat halil gittikten sonra güldürmüyor da artık.. seher karakterine de fazla yer vermiyorlar zaten.. izlenmez artık bu dizi.. .

feriyanın da bi tane geri kafalı abisi var zaten.. çok iyi rol yapıyor.. tam bi geri zekalı rolünde.. izlerken insan fena sinir oluyor.. yeter artık şunun gerizekalılığından diye kumandayı duvara fırlatmama az kaldı yani o derece..

diğer karakterler de birbirleriyle yarışıyorlar zaten mallık konusunda..

ha bunları izlemek eğlenceli aslında ama her bölüm her bölüm aynı laflar, aynı mallıklar.. sıktı yani artık.. daha farklı gerizekalılıklar bekliyorum ama hep aynı..

böyle yani..

daha da izlemem ben bunu..

..

acayip uyku bastı..

halen şu uyku haplarından kullanmadım bu arada.. sabah uyanamam diye korktum, denemeyi hafta sonuna bıraktım.. ama hafta sonu da kullanmak istemiyorum aslında.. hiç kullanmak istemiyorum..

ilaç içmeyi oldum olası sevmemişimdir.. bebekken de içmezmişim zaten hiç.. bi keresinde doktor burnumu sıkmış ilaç içirmek için, ağzımı açınca da şurubu içirmiş, sonra da ağzımı burnumu kapatıp beklemiş.. ne hayvan doktormuş o öyle.. annem anlatır bunu hep.. sonra bırakınca geri çıkarmışım ağzımdan şurubu tabi..

neyse..

ya sanki ilaç içersem vücudumun kendi kendine bi boku halledemediğini kabullenicekmişim gibi mal bir hissiyatım var benim.. yakıştıramıyorum bu durumlara düşmeyi sanırım.. neden herkes uyumayı başrıyor da ben başaramıyorum ulan? dışardan destekle mi uyumam lazım ille.. ya da akciğerlerimde bir sorun olduğunda da geberine kadara bekliyorum belki kendi kendine düzelir diye.. milletin akciğerleri hastalanmıyor ya da kendi kendine toparlıyor siz niye yapamıyonuz lan diye kızıyorum akciğerlerime.. ağrı kesici falan içtikten sonra da kınıyorum vücudumu ağrısını kendi kendine kesemedi diye.. hehe şaka lan.. o kadar da değil.. ama bu kadar abartılı düşüncelerim olmasa da bunlara yakın şeyler hissederekten sevmiyorum ilaç içmeyi..

..


uyku düzenim konusunda da son zamanlarda bir gelişme var.. farketmedim değil..

bu aralar yine biraz sürüyor uykuya dalmam ama en sonunda başarıyorum.. 2 gibi falan uyuyorum birkaç gündür..fena olmuyor..

mesela şu an uykum var bayaa.. yatsam uyur muyum acaba diye düşünüyorum..

en iyisi deneyeyim..

23 Şubat 2012 Perşembe

hey gidi cıncınlı günler

no mooor tiiiiiiırss
no moooor tiiiiiiııırss
if wi liiiv fooor e handrıııd yiiiiırs
amiigoos no moor tiiiiiiiiiirs

ooooğooooğoğoooo oğoğooooooo

como estais amigos..
..

ne güzel şarkılar dinliyormuşum ben ya..

şimdi dinlediklerime bak bir de.. yani radyo virgin ne çalarsa onu dinliyorum mütemadiyen..

ne oldu bana da bu hale geldim bilemiyoruma.. yani hakkaten.. çok büyük değişimler yaşadım ben.. ben ki kasvetli havaları seven bir insanken şimdi güneş açsın güneeşş!! güneeeeeeeş!! diye bağırınıyorum sağda solda..

ben ki koyu renklerde giyinmeyi severken şimdi kırmızılar morlar sarılar falan giyiyorum.. mor gerçi zaten emo rengi ama olsun.. lila da giyiyorum..

üstelik özentilikten de böyle değildim.. hani böyle ben 6 yaşımdan beri metalciyim geyiği var ya.. ben de 12-13 yaşlarımdan beri metalciydim lan..

valla komik ama gerçek.. abim o zamanlar üniversitedeydi.. hiç unutmam bir hafta sonu gelmişti.. ben de kıçından ayrılmıyordum tabi o zamanlar.. resim ödevimi almış (evet resimden bile ödev veriyorlardı bize.. ne biçim okulum varmış..) bunun odasında güzel güzel yaparken bir anda coşkun sabah'tan manowar'a mucizevi geçişim gerçekleşmişti..

abim bir kaset takmıştı.. ya o zamanlar kaset falan vardı.. birden çok güzel bir müzik çalmaya başladı.. courage'mış adı.. ilk olarak manowar'a sardığımı hatırlıyorum işte bundan sonra.. bütün kasetlerini istiyordum abimden.. zamanla gelsin kingdom come'lar gitisin kill with power'lar hail and kill'ler.. o yaşta böyle deşmeli gömmeli müzikler dinlersem olacağı buydu tabi..

neydi tabi? bilmiyorum artık ne olduysa o..

lan anneme yazık valla.. bütün çocukları metalci pislik olup çıkmıştı bi anda.. diyorum ya daha düne kadar babamın coşkun sabah kasetlerini dinliyorduk evde arabada.. neydik ne olduk..

gerçi coşkun sabahın yanında nilüfer kayahan sezen aksu falan da dinliyorduk ama olsun.. ara geçiş formu olamaz bunların hiçbiri.. bizim geçiş belirgin oldu.. lank diye..

e yaşım büyüdükçe metallica'lar blind guardian'lar children of bodom'lar.. efendim en bombası da iron maiden'lar geldi geçti..

dinlediklerim arasında en sevdiğim üç grup vardır hatta.. iron maiden, queensryche, dream theater..  en çok bu üç grubu dinlemişimdir heralde..

üniversitenin sonlarında ise daha çok eskileri dinliyordum.. deep purple, winger, blue oyster cult.. pardon öyster :)

daha bir sürü var da uzatmayayım..

sonra yavaş yavaş third eye blind, travis, coldplay falan derken daha bi sürü piyasa müzik de dinledim bayaa.. sevdim de.. piyasa dedim diye kötülemiyorum ha..

neyse.. işte böyle.. anlamadığım şey ise artık bu müzikleri çok fazla aramayışım.. gerçekten sanki bir dönem kapattım ben.. kişiliğim falan değişti.. ha yine çalsa dinlerim, kapat lan şunu demem.. hatta bugün açtım dinledim bayaa bi..

ama ne bileyim ya işte.. artık radyoda çalan cıstak müzikleri de seviyorum.. açıyorum böyle ne yapıcaksam o müzikler eşliğinde takıla takıla yapıyorum.. ev işlerinde falan da çok iyi gidiyorlar ha..

öyle işte..

mesela şu an.. na na na na e e eeee diye sözleri olan bi jennifer lopez şarkısı dinliyorum.. i'm into you yeeee eee eeee falan da diyor aralarda..

şaka be öyle şarkı mı olur.. daha bi sürü sözü var.. söz müzik aranjman hepsi mevcut..

ama ben en çok nan na na na na na nan na eeeey kısmını seviyorum..

nan na na na na na..

neyse..

when i look into your eyeeeees it's ov..

neyse..

adios amigos..

22 Şubat 2012 Çarşamba

it's allright it's ok

wellcome to this liiiife

..

bugün doktora gittim yine.. tahlillerin sonuçlarına göre hiçbir şeyim yokmuş.. şekerim, kolesterolüm, tiroidim şunum bunum herşeyim normalmiş..


e o zaman neyim var benim? bunu doktora da sordum.. muhtemelen uyku bozukluğu dedi.. hatta bi tane uyku hapı yazdı.. ama antidepresan olmasın sakın dedim.. hayhay dedi.. ne yazmıştı unuttum ama sadece uyutur bu dedi..

hakkaten antidepresan olayına girmek istemiyorum çünkü.. depresyonda mıyım sanki ben.. o ne öyle.. ne o öyle.. o ne o öyle..

magnezyumum eksik mi değil mi öğrenemedim zaten.. o testi yazmayı unutmuş sabah.. tüh dedim.. ama sanmıyorum eksik olduğunu dedi.. e ne yapıcam magnezyum içmeyim mi, iyi geliyordu ama falan diye mızmızlandım.. içebilirsin, hatta yazayım dedi.. kasları gevşetir o rahatlatır falan dedi..

bu doktor da çok şirin ya.. neredeyse bana verecekti reçeteyi kafama göre doldurcaktım..

..

şimdi benim gürültülü patırtılı şarkılar bulmam lazım arşivimden..

bol davullu..

işitme engeli olduğunu öğrendiğimiz bir yavrucağın dinleyebilmesi için.. cihazla falan eğitim alacakmış ya.. üzüldüm..

ama madem öyle, çocuğu metalci yapayım diyorum.. zaten fotoğrafını da gördüm, rocker tipi vardı sanki.. daha 1 yaşında gerçi ama olsun.. bakışlarından o ışığı aldım ben..

hehe..şaka tabi.. ben bile metalciliği rockerlığı falan bıraktım artık.. arada dinliyorum tabi yine..

ya böyle yazınca sanki fazla umursamıyormuş gibi oldu dimi.. ama değil.. valla.. yani illa ki üzüldüm
ama yalan da söylemeyeyim.. insan başına gelmeyen yada çok samimi olmadığı birinin başına gelen bir şey için ne kadar üzülebilirse o kadar üzüldüm.. bu durumda arada çok fazla samimiyet yok.. yani kahrolmadım da bir 3. şahıs ne kadar üzülebilirse o kadar üzüldüm işte..

hem nedense çocuğun durumu kötü olmayacak gibi geliyor bana.. yani umutluyum ben.. yoksa sandığımdan daha mı fazla önemsiyorum da konduramıyorum.. bilemedim.. neyse.

..

neyse
şunların arasından sert, orta, yumuşak ortaya karışık birşeyler bulayım..

haa poor tom'u da koyayım..

onsuz olmaz..

patırtılı o..

20 Şubat 2012 Pazartesi

bi dinle..

bugün yine dertli miyim neyim..

böyle hani derdin olur da onu anlatmak istersin fakat bir türlü tamamıyla anlatamazsın ya hani.. çabalarsın fakat bir türlü tamamıyla anlaşılamaz ya hani.. az önce bunun sebebini anladım..

sorun anlatamamak değil, insanların dinlemeyi bilmemesi.. sanırım bu yüzden, tamamıyla anlaşılmak istiyorsan psikoloğa gitmelisin..

yada karşındakinin ağzını koli bandıyla bantlamalısın.. tabi elini kolunu da bağla ki açamasın ağzını.. tümden sar işte bantla en iyisi..

aa yada daha kolayı yaz bir kağıda tamamen, sonra ver eline okusun.. evet bu yapılabilir bak..

..

valla bu insanlar çok garip lan.. hayır ben de garibim aslında.. karşımdaki insanı tanıyorum.. lafları ağzıma tıkacağını bile bile ne diye anlatıyorum ki..

en yakın arkadaşım mardin'e gittiği için olabilir.. telefonda kulaklarımız patlayana kadar konuşurduk başlarda ama o da dark side yolcusu artık..

evlendi..

yok lan valla sevindim onun için.. ev hediyesi ne alsam acaba.. bi istanbul'a taşınsın da öyle alırım artık.. olaya bak ya arkdaşım mardin'de kocası istanbul'da..

ya bazen ben de mi evlenseydim diyorum.. ne miyendisler istedi beni.. henüz doktor istemedi.. ama istese fena olmaz yani hergün muayene olurum.. hehe:)

muayene demişken bugün doktora gittim.. açlık kan şekerimi ölçtürcem sabahın köründe.. hatta hormon mormon ne varsa ölçülcek.. ben neden uyuyamıyormuşum geceleri anlayabilcez mi bakalım..

annem evlenince geçer diyor.. çok şirin lan bu annem.. herşeye evlenince geçer..

-annem karnım ağrıyo
-evlenince geçer..

-anne uyuyamıyorum
-evlenince geçer

-anne sıkıldım
-evlenince geçer

..

bu arada iki gecedir geç yatsam da sorunsuz uyuyabiliyorum.. uyanıp uyanıp durmuyorum öyle titreyerek manyak gibi..

iki gündür magnezyum alıyorum.. tavsiye üzerine hadi bi deneyeyim dedim.. artık cidden iyi mi geldi yoksa kendimi mi kandırdım deli miyim ben anlamadım..

19 Şubat 2012 Pazar

öylesine

az önce kayıtları düzenle butonuna bastım ve tee 2010 da yazıp da yayınlamamış olduğum bir yazı buldum.. öylesine diye başlık koymuşum bir de.. şimdi okudum da.. niye yayınlamamışım lan ben bunu dedim.. unuttum mu acaba.. neyse yayınlayım bari..

.....................................................................

son zamanlarda sürekli ne kadar çok sıkıldığımı dile getiriyorum.. ne oldu da bu kadar sıkılgan bir insan oldum ben hiç bilmiyorum..

gibisinden duygusal bir giriş yapıp duygusal bir yazı yazayım dedim ama daha ilk cümlelerden baydım..


duygusal olamıyorum kardeşim.. sıkılıyorsam "sıkılıyorum ben ulaaaan" diye bağırarak anlatırım ben derdimi.. şaka şaka bağırmam.. ne o öyle a a.. neyse işte sıkıldım artık.. neden sıkıldığımı buldum ama sanırım..

ya benim sevdiğim kimse yok (sevgilim yok demeye çalışıyorum sanırım ama genel olarak da insanları sevmediğimi farketmedim değil..) ve az önce yere bir nar tanesi düşürdüm..

son dediğimin sıkıntılı bir insan haline gelişimle bir ilgisi yokmuş gibi gözükebilir ama gerçekten var.. mesela nar tanesinin kaşığımdan yere yuvarlanışından 1 saniye öncesine kadar daha az sıkıntılı bir insandım..

hatta neredeyse yazı yazıyorum diye keyifliydim bile.. yani sıkıntı hissetmeden sıkıntıları hakkında yazı yazan keyifli bir insandım.. bu da garip gerçi..

ama gerçekten o nar tanesinin yere yuvarlanışı birden bire sıkıntıya soktu beni.. şimdi onu arayıp bulup yerden alıp sehpamın kenarına koyup sonra da çöpe atmam lazım mutfağa gittiğim bir ara.. odasında çöp bulundurmayan bir insanım ben.. bulundursam bile içine yiyecek atmam.. ayrıca..  bir odada yaşıyorum lan ben..

bunu söyleyince bir garip hissettim kendimi.. odada yaşıyorum lan.. 2 tane ev arkadaşım var.. annem ve babam.. salon ve mutfak ortak yaşama alanlarımız.. mutfağı yemek yerken, salonu ise sadece kahve içerken kullanıyorum.. yemekleri yerken çoğunlukla dalgın olup yaşadığımı hissetmediğim ve kahveyi de minicik fincanlarda içtiğimden çabucak bitirdiğim için odam dışında bir alanda yaşıyor sayılmam pek..

vay be... acı bir tokat gibi çarptı yüzüme birden 9 metrekarelik falan bir alanda yaşıyor oluşum.. ve odamın 9 metrekare olduğuna birkaç atlayıştan sonra kanaat getirdim..

ilk başta 2 metrekare diye atlıcaktım ama tam yazacakken oha lan ne ikisi dedim.. hemen 4 diye atlıcaktım ama sonra yine ne dördü lan dedim.. sonra 6 diye atlıyodum ki bu sefer ne altısı lan demedim.. dedim ki: lan harbi gerizekalısın; bi bak ya şu odana.. bi bak lan dedim..

sonra da kaç yıllık odama sanki içine ilk defa giriyormuşçasına şöööyle bir baktım alıcı gözüyle.. ve hemen karşımdaki ve yanımdaki duvarlara yataylamasına 3 tane hayali metreyi yan yana yapıştırmak suretiyle odamın yaklaşık 9 metrekare olduğuna kanaat getirdim..

bu zihinsel süreç neyseki çok uzun sürmedi de özgüvenim o kadar da sarsılmadı..


yani şunu demek istiyorum.. genelde mantıksız bir insan olarak düşünmeden sallarım.. birşeylerin boyu, alanı, hacmi falan hakkında konuşurken özellikle konuştuğum yer yada şeyin yanında değilsem, söylediğim şey doğru olmaktan çok uzaktır..

çünkü birşeylerin gerçek halini kafamda canlandırıp mantıklı bir ölçüm yapmaktansa, ezikliğine göre küçülttüğüm şeylere yakışır küçük bir sayı seçmek yada büyüttüğüm şeylere büyük bir sayı yakıştırmak huyumdur..

hiç realist bir insan değilimişim ben ya.. insan biraz rasyonalist olur.. neyse böyle kelimeler kullanarak entelleşmeye gerek yok..
sonuç olarak neyseki odamın içindeyim de son anda kurtuldum yanlış bir bilgi vermekten siz değerli okuyucularıma.. milyonlar takip ediyor beni sanki ya.. okuyucularmış.. sahi bu bloğu okuyan var mı? okuyorsan bi işaret ver.. şaka şaka verme.. rahatsız etme beni eheh..(ohaa triplere bak, tam istemem yan cebime koycu insanım ha)

zaten bu herkese açık elektronik (vaay) günlüğü tutarak kime ne ispatlamaya çalıştığımı da halen anlayabilmiş değilim.. kaldı ki çoğunlukla rezil bi hayatım olduğundan bahsediyorum.. yani bari atıp tutsam falan..

..

az önce bilgisayarım çok ısındığı için kapandı.. (ilerde bozulacak o) ben de 5 dakika mühlet verirken kendisine, dedim ki bu sırada canımı sıkan şu nar tanesini alıp çöpe atayım bari.. dediğimi de yaptım..

ama sonra bir nar tanesi daha düşürdüm yere..


sonra birden artık önümde milyonlarca nar tanesi olduğundan mıdır nedir dünyada milyon dolarlarla oynayan insanlar olduğu geldi aklıma.. sonra düşen nar tanesine baktım..

sonra birden yine çok önemsiz hissettim kendimi.. (sık sık böyle hissederim) (kendisini çok önemli hisseden insanları da anlamam, yani dünyada o kadar milyon dolarlarla oynayan insan varken sen kimsin ya..)

sonra ikinci nar tanesini de çöpe götürürken iki şey düşündüm..

1) neden yere düşen herşeyi çöpe atıyorum.. sokakta mıyım sanki? yesem ne olur? ama yine de yemedim..
2) şu milyon dolarlarla oynayan insanlardan birini tanısaydım keşke..

hayal edeyim dur.. şimdiii...

öncelikle narın yere düşmesi falan umrunda olmaz öyle birinin.. yemez bile nar..

kanlı bonfile yada kanlı biftek yiyerek yanında bilmemkaç yüz yıllık çöp suyu tadındaki şaraplardan içer..

gerçi ne yüz yıllık şarap içtim ne de çöp suyu içtim ama böyle tabir edesim geldi.. belki de ayıp ettim şimdi.. belki önüme porto şarabı koysalar beğenirdim.. ama beğenmezdim ya.. şarap sevmem ben.. ıyk..

neyse hadi şarabı anlıyorum ama neden kanlı biftek yediği ise meçhul..

testere necmi'den esinlendim sanırım ama o milyon dolarlarla oynamıyordu ya.. o kadar değildi.. mehmet karahanlı oynuyordu heralde ama o da balık falan yiyordu.. yakıştıramıyordum balığı nedense adamın masasına.. laz ziya'yı da kahvaltı dışında birşey yerken görmedim zaten.. paso içiyordu adam. çok dertliydi asiye de asiye diye.. neyse zaten o yeseydi de hamsi mamsi yerdi.. hey gidi kurtlar vadisi..


ziya abi'nin hamsi buğulamasını küçümsemiyorum tabi.. hem niye küçümseyeyim ne var yani adam parayı buldu diye hamsi buğulamasından vaz mı geçecek.. bak allen iverson'a... adam yemekleri beğenmemiş mc donaldstan mı ne bi tane burger menü getittirmiş.. olabilir yani..

ya bu arada.. hey gidi iverson.. beşiktaşlarda oynayacak adam mıydın sen ya.. geçimsiz şirin şey seni.. neyse..


yani testere necmi dışında hiçbir kurtlar vadisi karakteri kafamdaki milyon dolarlarla oynayan adama uymuyor pek..

ya bu arada balık malık demişken.. şu kırmızı çamur işi de canımı sıktı.. ben balığı çok severim çünkü...(çamur geliyor diye korkutmuşlardı o ara hehe)

neyse ne diyordum.. milyon dolarlarla oynayan adam..


derken sıkıldım. narlarım da bitti..

son olarak.. eğer ki gün gelir de bu yazıyı tamamen sıkıntıdan nette surf yapıp tamamiyle başka bir şey ararken bulan bir milyon dolarlarla oynayan adam okursa -aksi türlü niye okusun burayı- ona birkaç sorum var, lütfen cevapları mail adresime iletsin..

1. milyon dolarlarla oynamak nasıl bir duygu?
2. milyon dolarlarla oynayan adam olmasaydın ne olmak isterdin?
3. birini seçmek zorunda olsaydın hangisini seçerdin?
a) kanlı biftek
b) levrek ızgara
c) hamsi buğulama
d) 6lı chicken mc nuggets + orta boy patates kızartması


ve son olarak da küçük bir ricam var kendisinden:

milyon dolarlarını kullanarak friends adlı diziyi tekrar başlatıp dizide oynayan herkes ölene kadar da dizinin bitmemesini sağlayabilir misin acaba sevgili milyon dolarlarla oynayan adam?

teşekkürler şimdiden.. kib..

.................................................................

teee 23 kasım 2010 da yazmışım bunu..


evde bizimkilerle daha çok vakit geçiriyorum artık.. alışmaya başladım yani.. şarabı hala sevmem.. ve halen milyon dolarlarla oynayan biriyle karşılaşmadım..

bunlara ek olarak sıkılıyorum mütemadiyen..

pek birşey değişmemiş yani..

öyle işte..

18 Şubat 2012 Cumartesi

yine gece oldu..

acccayip uykum var şu an.. henüz uyumayı denemedim.. bakalım uyuyabilecek miyim.. bakarsın uyurum yani ilk denememde..

bugün yine pislik bir insan gibiydim.. gibisi fazla hatta tam bir pisliktim.. pislik yapa yapa bir hal oldum.. şaka be şaka.. ben kim pislik yapmak kim.. ben kim pis bir insan olmak kim..

..

ya bazen düşünüyorum da acaba ben insanları sevmiyor muyum ne yapıyorum anlamıyorum.. cidden ne salak lan bu insanlar.. yani bakıyorum bakıyorum çok salak geliyor insanlar bana.. kendim bile çok salak geliyorum bazen kendime.. ben de salağım gerçekten.. bugüne kadar yaptığım salaklıkları yazsam 6 ciltlik harita metod defteri dolar kesin..

zaten uykum kaçmaya başladı.. mesela şu an böyle uyuyabilcem belki yatsam, ama yatmıyorum.. al bu da bir salaklık örneği mesela.. yani saniye geçmiyor ki yeni bir salaklığın altına imzamı atmayayım..

hatta saniyede belki birden fazla sayıda salaklık yapıyor bile olabilirim..

her şey beklenir benden..

..

o değil de bugün beni sömürdüğünü düşündüğüm birine sordum sen beni sömürüyor musun diye..

hayır dedi..

oh be sömürmüyormuş..

15 Şubat 2012 Çarşamba

yeter da..

ya yine yazıma oha diye başlıcam ayıp olcak yine..

ama hürrem'in rüyasındaki ejderha nasıl bir yaratıktı öyle lan.. çüş diyorum bu işin sorumlularına.. yahu bu adamlar hiç mi ejderha görmediler hayatlarında..

ben de görmedim gerçi.. merlin'dekini gördüm beğendim, onun gibi olabilirdi bak.. ehehe

yine oturdum malak gibi muhteşem yüzyıl izliyorum.. ne sıkıcı bir akşam..

mehmet günsür de yumurta olmuş iyice.. ne biçim şehzade mustafa bu yahu.. az önce de hiyaaa diye kılıcını kaptığı gibi adamların üstüne saldırdı.. yazık sıkılıyor o da.. yapıcak bi iş bi meşgale arıyor tabi..

hayır şu anda benim önümde kılıçlarla hoplaya zıplaya bişeyler yapan birileri olsa ben de belki kılıcımı kaptığım gibi üstlerine koşarım.. ben de oynamak isterim onlarla..

..

zaten dün gece de sabahlara kadar döndüm durdum.. sinirim bozuk.. uyuyup uyuyup uyandım.. bu ne kardeşim..

madem uyanıcam neden uykuya dalıyorum, madem dalıyorum neden uyanıyorum? yahu insan 5 dkda bir uyanır mı? salak mıyım ben ya.. geri zekalı mıyım? deli miyim? sorunum ne lan benim..

hasta mıyım ya yoksa gerçekten? hakkaten bişeyim mi var? panik atak mıyım? çılgın bir insan mıyım?



böyle birilerini dövesim geliyor.. ama kavgaya girsem büyük ihtimal dayak yerim.. 47 kilo bir insanım sonuçta..

yazık lan bana.. hıncımı bile alamıyorum.. kime hınçlandığımı da bilmiyorum ki.. kendime mi hınçlandım acaba..

kendimi mi dövsem ne yapsam..

..

lan şu mahidevran'ı dövmek lazım asıl.. tam sopalık ha..

ya biri dövsün şunu ne olur ya.. dövün şunu da rahatlayalım yaa..

bi dövün be..

40 yıl diyorum..

çok uykuym var..

fakat uyuyamıyorum.. yeni birşey değil tabi bu..

bugün önceki günlere nispeten güzel bir gündü.. ama bu şu anda uyuyamadığım gerçeğini değiştirmiyor.. 1,5 saattir debeleniyorum.. ama uyuyamadım işte.. yine dörtleri beşleri bulmam umarım.. hayır böyle geceler işkence tadında geçerken günümün iyi yada bok gibi geçmesi de inan bir şey farkettirmiyor..

..

beni var ya.. 1 saat uyutanın 40 yıl kölesi olcam utanmasam.. ne 1 saati ya.. adam gibi 8 saat uyutmalı.. kölelik mühim bir şey.. öyle 1 saatle olmaz. 1 saat ben de uyurum..

..

bu arada bir 14 şubatı daha devirdik..

aziz valentine'ın insanlığın başına sardığı bu debdebeli günü bu yıl yine yalnız ve debdebesiz geçirdim..

şansa bak lan hayatımda hiç 14 şubatta sevgilim olmadı..

..
..

oha.. bi dakka lan.. bi dakka. one minute..

oldu lan oldu..

oha inanamıyorum unuttuğuma.. şimdi hatırlayıveridm aniden..

ulan nasıl bir beynim varsa, birilerini silerken herşeyiyle toptan silip süpürüyor sanırım..

bugün bi arkadaşla konuşurken ona bile böyle dedim hatta.. bana planım olup olmadığını sordu sonra da ekiki diye güldü, ben de ona "yok valla, hatta inanır mısın 14 şubatlarda hiç sevgilim olmadı, denk gelmedi bi türlü" dedim.. gerçekten böyle zannediyordum ha.. yarın söyleyim bari olmuş diye.. yalan olmasın..

lan hala şoktayım nasıl unuttum, koca gün böyle olduğunu düşündüm, böyle sandım.. olsa nasıl olurdu acaba şimdi bugün diye merak ettim.. yuh anasını..

elimde gül ve hediye poşeti ile istiklalde el ele yürüyüp bugün ne kadar acayip bir gün diye düşündüğüm o 14 şubatı unutmuşum resmen.. çüş bana..

üstelik bir çift aşka gelmiş bir biçimde meşhur istiklal caddesi müziği eşliğinde dans ederek geçmişti yanımızdan.. hey gidi istanbul.. insanlar ne acayip..

neyse işte hey gidi günler..

o değil de hediyeyi de hatırlmıyorum bak.. ne hediye almıştı bana ya.. elimdeki poşette ne vardı?

sanırım benim balık yağı kullanmam lazım..

.
.
.

sonradan gelen hatırlama şeysi: ayı almıştı hayvan :)) oyuncak bir ayıydı evet.. gerçi nasıl bir şey olduğunu hala tam hatırlayamıyorum, heralde üstünde sevmeli öpmeli bir şeyler yazıyordu.. ama hayal kırıklığına uğradığımı net hatırladım şimdi bak.. demek ki beyin kötü olarak addeddiği olayları halı altına süpürüyor bir güzel.. aferin ona..

12 Şubat 2012 Pazar

ne bakıyorsun kedi?

bugün yine çok boktan bir gündü..

sabah sabah babamı acile kaldırdık.. şimdi iyi ama..


bu hastane işleri de amma koşuşturmacalı oluyor ya.. yani koşuşturmaca derken şöyle oldu aslında: doktorlarla konuş, tahlil sonuçlarını al, bi daha doktorlarla konuş, tomografiye git, aaa bu tüp laba verilcekti desinler geri laba çık, sonra tekrar tomografiye in, babamın işi bitmiş olsun geri yukarı çık, cır cır cır eve gitçem ben diye debelenen babamı sakinleştirmeye çalış, anneme kuş misali su içirip bir şeyler yedirmeye çalış et vs.. bu tip şeyler yaptım işte.. koşuşturma dediğim bunlar.. 2 km koştuğumda bu kadar yorulmuyorum ama..

eve gelince de şekerim düştüğünden midir nedir babamın huysuzluklarına cevap verince o halde olmasına rağmen bir de kavga ettik..  babam da bir garip ya.. adamın hayatta en sevdiği şey benle uğraşmak sanırım.. canı sıkıldıkça bana sarıyor..

..

ambülans maceralarıydı, abimlerin burda olmayışından ötürü sorunlarla uğraşırken kendimi yalnız hissetmemdi, bizi ambulansa almamalarıydı, habire bi oraya bir buraya koşturmaktı falandı filandı derken, bütün bu süreçler sonucunda bayağı bir gerildim bir ağlama ihityacı hissettim sanırım.. o yüzden oturdum hangi olaya daha çok üzülsem diye düşündüm.. karar veremediğim için de genel olarak hepsi için ağlamaya karar verdim..

evet böyle sistemli planlı programlı ağlarım ben.. neye ağlayacağımı ne kadar süre ağlayacağımı önceden düşünürüm..

mesela yarım saat yeter dedim bugünkü olaylar için.. ölen eden yok.. yarım saat ağladım.. hehe..

iyi ettim bence..

nev'i şahsıma münhasır bir insanım zaten..


...

ya o değil de ben yaşlanıyorum sanki..

normalde beni üzmemesi gereken aksilikler fazlasıyla canımı sıkıp güçsüz hissetmeme neden oluyor artık.. bu kesin yaşlanma belirtisi..

yaşlanmak demişken.. bugün bir de hastanede ilk aşkım alperciğimin yaşlı halini gördüm sanki.. yaşlı derken 35-40 yaşları arası bir yaş.. kimdi o adam bilmiyorum ama tip tip baktı bana.. ben de ona tip tip baktım.. alper'e de tip tip bakardım zaten.. ama alper de bana tip tip bakardı.. hey gidi günler ya.. herkesin birbirine tip tip baktığı güzel günlerdi..

bir de hastanenin bahçesinde bir bankta oturmuş püskevit yerken siyah bir kedi korkuttu beni.. bi baktım arkamdan sinsice yaklaşıp tam arkama, dibime oturmuş ordan öyle bakıyor..
 

çok pis ürktüm sıçradım resmen.. bankın üstündeki sandalyeden düştüm..

öyle yani..

kediler bazen korkunç oluyor..

11 Şubat 2012 Cumartesi

cevap ver

bak ya..

ulan moralim bozuk diyorum azarlanıyorum.. hatalar yapmış olabilirim, hatta iflah olmaz bir şekilde hata yapmayı sürdürüyor olabilirim, yakındığım şeyler kendi suçum olabilir, ama bu beni üzmenizi mi gerektirir eeeey insanlar?

hem o kadar da berbat durumda değilim yani.. abartmasanıza.. üzmesenize beni..


insan insanı üzer mi lan hiç?

9 Şubat 2012 Perşembe

ıssız adama bağlasam karda ölüp farkında olmasam uyku tatlı falan gelse..

ohaaaaaaaaaaaaaaa

her yer yine kar olmuş.. 

üşenmesem foto da çekip koyardım buraya sanki hiç kar görmemişim gibi gaza gelip fakat üşengeç bir insanım ben işte..

hem üşengeç, hem geceleri uyuyamayan, hem de mutsuz..

4 saat sonra uyanmam lazım ki daha uyuyamadım bile..

tüküreyim böyle işe.. ondan sonra da kendimi suçluyorum yok efendim neden argo konuşuyor muşum.. neden konuşmayayım lan?

en büyük hakkım..

8 Şubat 2012 Çarşamba

lan man noluyoruz?

ben manyak mıyım ya?

neden bu kadar küfrediyorum? neden bu kadar lanlı lunlu konuşuyorum terbiyesiz insanlar gibi? terbiyesiz miyim lan ben? bak yine lan dedim..

annem iyi terbiye verdi aslında bana.. ama babam da bir yandan bozdu o terbiyemi.. ben lanlı ulanlı konuşmayı babamdan öğrendim..

dışarda böyle değilim ama.. yani sanal olmayan dünyada.. gayet terbiyeli, hanım hanımcık bir kızcağız gibiyim hatta..yok o kadar da hanımhanımcık değilim.. abartmayım..
 

neyse yani içimde bir yerlede terbiyesiz bir insan var.. ama terbiyeliyim de..

bir yanda annemin öğretileri bir yanda babamınkiler derken terbiyeli işkembe çorbası gibi insan oldum çıktım..

..

dişim de sızladı zaten yine..

sıçtığımın dişçisi yıllar önce ben dediydim ona bu dolguda bi sorun var diye.. arada böyle bi cızlatıyor..

bak yine ne biçim konuştum dişçim hakkında..

ne ayıp şey ya..

6 Şubat 2012 Pazartesi

sinirlendiiiiiiiim (>.<)

artık geceleri uyuyabilmek istiyorum..

tek istediğim bu lan..

yok ya daha büssürü şey istiyorum.. ama bunu da çok istiyorum.. yada erken kalkmak zorunda olmayayım.. ikisinden biri bak..

sabaha karşı uyumaktan bıktım yahu.. vampir miyim lan ben?

valla sinirleniyorum da bak..

sinir yapıyor sinir..

5 Şubat 2012 Pazar

hayır! no! nein!

ya ben hayır diyemiyorum.. valla.. böyle kimseye kolay kolay hayır diyemem.. eziklenirim, süklümlenirim püklümlenirim ama hayır diyemem..

ben de hayır diyemeyen eziklerdenim işte..

pasif agresif olabilirim ayrıca..

hatta bence bütün hayır diyemeyen insanlar pasif agresiftir.. yani şöyle düşün..

pasif pasif her şeye tamam olur peki diyen insan, sonra bir an geliyor, bütün o hayır diyemediği anların öfkesinin birleşimiyle öyle bir agresifleşiyor ki al sana pasif agresif insan çıktı işte ortaya.. formül bu yani..

..

agresif birini görürsen hemen dövmeye kalkma.. biliyorum çünkü agresif insan dövülür.. göze göz dişe diş.. ama bi dur.. masaya yumruk vurduğuna bakma sen onun.. sırf agresif değil, aynı zamanda pasif belki de..

çok üstüne gitme..

hemen sonra ağlayabilir çünkü.. 

agresiflik yapmaya alışkın olmayan pasif insan, aniden agresifleşince noluyo lan bana, naptım ben şimdi? bu çıkan ses benden mi çıktı? şeklinde şoka girebilir..

bir süre kendi haline bırak geçecektir..

..

ben artık hayır demeliyim.. şimdi sana hayır diyerek başlıyorum hatta..

hayır!

ısrar etme hayır dedim!

ne için ısrar ettiğini bilmiyorum ama hayır!

kes.. 

git..

ühühü :'(

4 Şubat 2012 Cumartesi

kore yemeklerindeki inanılmaz mantık hatası

şu korelilerin yemeklerine de yemek demeye bin şahit ister ha.. 

pazardan ne bulduysa alıp atmış tencereye.. bir iştahla yiyor bir iştahla yiyor ki sorma.. şapur şupur böyle görceksin kıtlıktan çıkmış gibi.. yanına da minik kaseler dolusu ıvır zıvır koymuş, bütün masayı donatmış.. bi ondan yiyor bi bundan yiyor.. sıra nizam usul yok.. alıyor önündeki pilavı çorbanın içine falan döküyor hatta.. öyle bir çılgın yemek yeme stili..

sonra ben de burdan izleyince özeniyorum nasıl oluyorsa.. oha bu eleman böyle yiyorsa bu çok süper lezzetli bir şey olmalı falan diyorum.. 

sonra bir gün durdum düşündüm, masadakilerin hepsini karıştırsam belki ben de böyle delicesine zevk alabilirim yemekten dedim çorbaymış pilavmış etmiş fasülyeymiş turşuymuş ne varsa hepsini karıştırdım öyle yedim.. 

oha.. inandın mı? 

karıştırmadım tabii ki ama bütün yemeklere aynı anda daldım çok hayvan oldum.. bi ondan bi ondan yemeyi denedim ve itiraf ediyorum evet güzel oluyormuş.. o yüzden sana da tavsiyem: önden çorbayı içmeyi bırak artık..

sırayla yemek yemeyi bırak.. hepsini aynı anda ye.. 

bir korelideki özgüveni göreyim sende de.. 

hayvansın bakışlarına aldırmadan ye..

hadi afiyet olsun..

3 Şubat 2012 Cuma

i named her feriha

şu uyuz diziyi nerden izlemeye başladıysam bi tutturdum gidiyor..

bu dizinin pençesine düşmüş ağır hipnoz altındaki izleyici kitle olarak bugünkü bölümünde yine gülsüm'ün çok ayıp hareketlerini izlemiş olduk ..

yani gülsüm kardeş, ben sana ne diyeyim.. karşındaki insanlara bak.. bir bak.. hayatında muhtemelen hiç kuru fasülye bile yememiş bir kızcağzın önüne ekşili mekşili memleket yemeği koyuyorsun.. ille ekşili birşey koyacaksan tatlı ekşi tavuk koysaydın bari..

olmadı bir kremalı dana eskalopu yapsaydın vişi usulü havuç ile birlikte servis etseydin..

yada ne bileyim şatlen usulü turnedo yapsaydın, bir ançuez soslu barbunya ızgara yapsaydın hem bizim kültürümüze de yakın, barbunya falan var içinde..

tatlı olarak da bel helen usulü armut kupu yapsaydın fena olmazdı..

bilmiyorsun bu işi..

koray efendi sen de gülsüm'ün her hareketi karşısında kabız olmuş bakışı fırlatma rica ederim.. hayır şımarık arkadaşlarına ecnebi kültürü her zaman bizimkinden iyidir mantığıyla saçmalamayı yakıştırıyorum fakat sana yakıştıramıyorum.. olmaz böyle..

ne burjuvaymışsın ne üstün ırkmışsın arkadaş..

yok ev yemek kokmuş, yok efendim ben yüzük takamam, yok ben ayakkaplarımı (evet ayakkap dedi) çıkarmam, yok arkadaşlarım da çıkarmaz, yok sabah kahvaltı etmem, yok çay içmem kaave(h yok) içerim.. 

neyse..

her nasılsa bu diziyi niye izlediğimi bilmiyorum.. ama dayanamıyorum.. dayanamıyorum gerçekten izlemeden duramıyorum.. nasıl bir hipnoz altına girdim.. nasıl bir bağımlılıktır bu..

yani emirle feriha aşkından da izlemiyorum ben bunu.. o ne lan.. emir feriha ne.. zaten o feriha, emire "geri zekalısın salaksın" diye diye bitirir o aşkı..

acaba diyorum seher karakterinden dolayı mı bırakamıyorum ben bu diziyi..

o iyi çünkü..

yürü be seher..