28 Eylül 2012 Cuma

i need vitamin b

aman tengrim!

özüme mi dönüyorum ben ne..


bu aralar hiç kop kop müzik dinleyemiyorum biliyor musun? 


nereden bileceksin..

bir garipleştim.. bir haller oldu bana.. anlıyor musun beni?


keşke anlasan.


..


antibiyotiklerin mala çevirebilme özellikleri olduğunu keşfettim. bildiğin kafayı döndürüyor, hafızayı siliyor, konuşmayı falan unutturuyor.. 


attım hafızaya beyin bedava diyorsun ama attıkların geri gelmiyor malesef..

düşün antibiyotik kullandığım bir haftada en az 26 tane şey unutmuşumdur. bunlar seni hiç ilgilendirmez. o yüzden buraya yazmıyorum. hem zaten hala hatırlayamadım.


.. 

hafif malca bi sarkı duydum bugün.. neyse biraz kafa sallayalım.. öyle değil lan yavaş.. başımız dönmesin akşam akşam.. böyle yukarı aşağı hafif hafif kafanı oynat sadece biraz.. boyun egzersizi..


ayrıca sözlerini çevirmezsem eksik kalır.. sana özel çeviriyorum bak.. kıymetini bil..

Numb and broken, --- beynim sulandı kafayı kırdım
Here I stand alone, ---hep de yapayalnızım lan ağzına sıçayım bu hayatın
Wondering what were --- düşünüyorum kara kara
The last words I said to you --- ne dedim ki ben en son sana?
Hoping, praying that I'll find a way --- allah'a yalvarıyorum her gece
To turn back time, --- zamanı geri alabileyim diye..
Can I turn back time? --- alabilir miyim ki lan sence?
What would I give to behold. --- anlamıyorum şu ikili ilişkileri.. nolur bi çare bul derdime..

The smile the face of love, --- aşkın yüzü suyu hürmetine..
You never left me, --- sen beni hiç terketmedin ki..
The rising sun --- doğan güneş..
Will always speak your name. --- tozar..ee? elif?

Numb, i'm broken --- dağıldım yemin ediyorum bu antibiyotikler kafa bırakmadı bende
Here i stand alone. --- yalnızlıktan bıktım artık be her gece her gece
Wondering the words, --- düşünüyorum düşünüyorum bulamıyorum yemin ederim

The last words i said to you --- en son ne dedim sana sarhoş sarhoş da kaçıp gittin
It won't be long --- ama çok uzun sürmez..
We'll meet again... --- yine karşılaşırız taksimde falan.. orada hep birileriyle karşılaşıyordum zaten

What would i give, to behold --- the beholder!
The smile, the face of love? --- ne biçim şarkı sözü bunlar?
You never left me --- anladık seni terketmedi tamam.. mahalleli deli diyor ama arkandan
The rising sun ---
güneşi bence hiç karıştırmasaydın bu işe sözler yeterince gay bu haliyle..
Will always speak your name ---
adın neydi bu arada?

It won't be long, we'll meet again --- neyse karışaltığımızda söylersin..
Your memory is never passing --- atarım hafızaya beyin bedava
It won't be long, we'll meet again --- yakındır karşılaşmamız titremeye başladım heyecandan..
My love for you is everlasting. --- sonsuz aşkımla boğmaya geliyorum seni hazırlan. (lan?)

I mourn for those who never knew you --- mourn ne la?
I mourn for those who never knew you --- sen neymişsin ki seni tanımayanlara yuhlar olsun.. ölsün hepsi.. acıyormuşum zargana göre ben onlara...

It won't be long, we'll meet again --- bak yine nakarat..
Your memory is never passing --- hayır müzik güzel gibi de..
It won't be long, we'll meet again --- başka sözler de yazaydın ya buraya arkadaş..
My love for you is everlasting. --- neyse, yani sana öyle bir aşığım ki aşırı hareketler sergileyebilirim haberin olsun..

It won't be long, we'll meet again.. --- tekrardan karşılaşacağımız anı düşündükçe
It won't be long, we'll meet again.. --- içim kıpır kıpır oluyor yemin ediyorum
It won't be long, we'll meet again.. --- it wooont beee loooong.. belong? you belong to me!
It won't be long, we'll meet again.. --- twitterda sadece 11 tanecik takipçim var.. onların da 5 tanesini tanımıyorum :/ pardon ya hep aynı laflar olunca benim kafa gitti.. ne diyordum.. hah.. ellerimi ovuşturarak tekrardan karşılaşacağımız günün hayalini kuruyorum.. aha! msj geldi senden.. kalp kalbe karşıymış..  "seninle barışırım ama bu sefer ağzımıza yüzümüze bulaştırmayalım rica ediyorum.. insan gibi sevelim birbirimizi.. her akşam darlama beni neredeydin ne yapıyordun diye.. böyle laflarla ilişkinin içine sıçıyorsun haberin yok.. geniş ol biraz.. " mı? (o.O) arkadaş sen sevgi nedir aşk nedir bilir misin? tabii ki de darlayacağım seni.. tabii ki de çılgın gibi kıskanacağım, hayatı dar edeceğim.. dur ya.. geniş falan ol demişsin sinirim tepeme çıktı bak.. tekrar düşündüm de bence biz tekrar falan karşılaşmayalım.. zaten 'gitmişse hiç senin olmamıştır' diye boşuna dememiş atalarımız.. zaten adını da hatırlamıyorum.. yüzünü de unuttummuydu tamam.. telefonda adın yok evet.. numara gözüküyor sadece.. adını silip numaranı saklamışım. hö? kafam karıştı.. acaba bu hallerimin tam olarak bana bağlanmak istememende bir etkisi var mı? b vitamini kullanıp zekileşsem sadece beni sever misin? bi biskrem versem yer misin? 


..

böylelik bugün saçmalama kotamı da doldurdum..

..

ve evde biskrem olaydı iyiydi..

se yo!

26 Eylül 2012 Çarşamba

oh my baby baby

şuna bak sen asıl..

bir an tribe girdim burda.. bana sinirleniyor böyle sandım.. gerim gerim gerildim..

ohalar olsun böyle şarkı söyleyene de söyletene de.. 

25 Eylül 2012 Salı

harbiden çok ayıp oldu böylesi bir trip kirliliği

hey you..

out there in the cold 

getting lonely getting old 

can you feel me? 

hey you dedim..

sana diyorum.. yalnız ve yaşlı insan.. evet sen.. 

sen komşulara karşı çok ayıp oldu amca'yı biliyor musun? biliyorsundur muhtemelen.. yaşlı olduğu ortada olup yalnız olduğunu da tahmin ettiğim o amca bu sefer de bi şiir okumuş..

aha bak..  çok şirin bu adam ya.. şarkı da iyi olmuş.. amcanın şiiri de güzel.. doğru söylüyor adam yahu.. şehir ve köyleri biz kirlettik ulan!

..

o değil de, sen de farkettin mi bendeki bu yaşlı insanlara olan sempatiyi? millet çoluğu çocuğu şirin bulur, ben yaşlı insanları şirin buluyorum.. bir terslik mi var ne?

ama sanırım bu durumu irdelemek için de çocukluğuma inmek lazım.. yani şöyle söyleyim, anneannem ben 1 yaşlarımdayken ölmüş, babamın babası olan dedem babam 5 yaşındayken ölmüş, annemin babası olan dedem ise annem daha anneannemin karnındayken ölmüş, babannem de ben orta okulun başında yada ilkokulun sonundayken ölmüştü.. tam hatırlamıyorum.. iyice küçükken bize bakarmış da, kendimi bildiğim dönemlerde hatırladığım kadarıyla bunamıştı..hatta bana bir keresinde "sen kimin kızısın, geç oldu git tayfana" dediğini hatırlıyorum.. canım ya o da çok şirindi.. fazla bir anımız yok ama hatırlayabildiklerim kadarıyla süper şirin biriydi.. keşke hafızası da iyi olsaydı.. neyse..

o lafı dediğinden beridir de ev halkı arada bana git tayfana falan der canı sıkıldıkça.. böyle de yer etti ailemizde bu laf..

..

ya o da değil de.. ben bugün ne yaptım biliyor musun? tribe girdim.. 

oha lan.. ben! trip! yok yok aslında ben de iyi girerim triplere ama , karşısında tribe girebileceğin insan var giremeyeceğin insan var..

ben gittim karşısında asla ve asla tribe giremeyeceğim bir insanın karşısında tribe girdim..

yemin ediyorum çok korktum kendimden o an.. lan yoksa? dedim.. yok ya.. yok.. daha neler.. oha..

..

neyse şimdi bana git bir dede ve bir nine bul kucaklarına yatıp saçlarımı okşattırabileceğim..

çabuk!

22 Eylül 2012 Cumartesi

dağılın! fbi.. pardon antibiotics will take over the case..

iki haftaır hastayım.. öksürüklü göğüs ağrısından muzdaribim..bayık bir hayat sürüyorum bu yüzden.. adam da bana inatla antibiyotik yazmadı yahu.. iki haftadır.. 

çüş ulan.. abuk subuk cold mold yazan ilaçlar kullandım boşu boşuna.. ot suları içtim.. çöp suları içtim iyileşebilmek için..

en sonunda gittim odasına dedim ki; dayı bu geçmiyor.. hehe.. dayı desem ne yapardı acaba.. 

sonra dedim ki; boğazım da acımaya başladı yutkunurken baboli.. aç bakim dedi.. açtım.. aaa bademciğin iltihaplanmış dedi.. anaa dedim.. korkma kız önemli bişey yok dedi.. ciğerlerim de ağrıyor bak derin nefes alınca hııaah yaptım.. öksürdüm sonra.. hmm dedi.. 

sonra stetoskopuyla dinledi biraz.. yine önemli bir şey yok dedi.. ulan dedim nasıl yok.. akşamları kaburgalarımın altından başlıyor ağrı alttan alttan.. tatlı tatlı.. böyle batar gibi oluyor duruyor falan şakacı şirin şey.. dedim.. hmm dedi.. lan doktorcum zatürre olacağım sanırım dedim.. antibiyotik verelim en iyisi dedi.. iyi dedin dedim..

çünkü dolorin cold mudur nedir, yani bu ilaçların amacını tam olarak anlayabilmiş değilim.. semptomatik tedavi için diyor da ne demek istiyor yani? belirtileri yokmuş gibi gösterip aslında iyi etmeyiz mi diyor yani? yani hastalığı geçirmeden sadece belirtilerini bir süreliğine yok edip seni kandırırız mı demek istiyor? ne alçak, ne hilekar, ne düzenbaz ilaçmış bu arkadaş ya.. ben ömrü hayatımda bir ilaç tarafından böylesi kandırılmamıştım.. hehe..

neyse antibiyotiklerime kavuştum sonunda..
kim ki antibiyotiklere laf ederse karşsında beni bulur. samimi söylüyorum bak. döverim. 

son olarak şirin sağlık ocağımızdaki şirin doktorla olan muhabbetlerimden sonra aklıma hep dr spaceman geliyor.. bak..

bir keresinde babamın nasıl olduğunı falan sordu sonra da konuşma garip bir yere gitti..bana tvlerde çıkan bir doktorun sitesine bakmamı önerdi. artık çok yeni çalışmalar var falan dedi.. sinirlerle ilgili falan dedi.. evet dedim kök hücre çalışmaları falan ama bizimkinin biraz farklı bir durum dedim.. yok yok bitkilerle bu adam çok fazla başarı elde etmiş dedi.. deme yau dedim.. ama zor değil mi bu sinirlerle ilgili olan olaylar dedim yani böyle otla çöple nasıl olmuş, o kadar kolay mı ki demek istedim.. yok yok dedi.. kan temizleniyor.. kan organlara ulaşınca organlar iyileşiyor falan dedi sonra bana.. ama dedim bu miyelin kılıfları falan fişman karışık işler dedim.. yok işte.. şimdi.. kan temizlenince iyileşme oluyor dedi yine.. anladım sağol babuş dedim çıktım.. heh:)

çok şeker lan bu doktor.. ama hakkını yemeyim mesela devlet hastanesindeki doktor, boğazımdaki acıyan şey için aft o aft demişti(kedidir kedi), ama bizimki iltihap olduğunu şıp diye bildi bak.. memnunum yani kendisinden :) biricik aile hekimimiz.. tecrübeli olduğu kadar şirin, şirin olduğu kadar heyecanlı, heyecanlı olduğu kadar da hallederizci..öyle garip biri..

infinite wisdom gibi bir şey 

11 Eylül 2012 Salı

o-ha!

suskunların yeni sezon ilk bölümünü de izlemiş bulunmaktayım.. diyebileceğim tek şey oha!

öküz müsün demek istiyorum bu bölümün yaratılmasından sorumlu kişilere.. yahu insan düğün günü yalnız bırakılır mı ya.. yalnız kalıp da tecavüze uğrayabilir mi? bunun olma olasılığı yüzde kaç? hem de plan dahilinde gelişecek olay.. 

gülten'e tecavüz edeceksinmiş.. oldu gazoz.. zaten düğündeki bütün ahali de kızı kesin yalnız bırakacaktı orada emindiniz yani bundan da.. ne salak iştir bu ya..

daha da gırla saçma sapan sinir bozucu şey var da valla yazasım gelmedi yemin ediyorum.. şurda parmaklarımı yorduğuma değmez.. 

yalnız bölümle ilgili en çok beğendiğim şey ibrahim'in ağlama sahnesiydi.. iyi oynamış takdir ettim.. ama daha süperini de gördüm.. aha da bu..
(ellerimle hazırladım movie makerlarda.. dün de başka bir şey için cebelleşmiştim movie maker ile.. işin içinden çıkamamıştım.. bugün çıktım ama.. )



çocukcağız ağzındaki yiyeceği bile yutamadı bak nasıl ağlıyor, saçı başı dağıtıyor, bir yandan kimse duymasın ağladığını diye kasıyor falan.. sen tabi anlamadın bu niye birden böyle yaptı.. sebepleri var çünkü.. çocuk perişan oldu bir bilsen neler oldu neler..  o uzaktan bakan elemana belli etmemek için dünyası başına yıkılmışken tıkınmaya çalışıyor orda.. ne acıklı bir sahneydi yahu.. neyse yani böyle gebere gebere ağlamak lazım.. anlatamıyorum bu oyunculara..

bu uzak doğu eski dönem dizilerine amma sardım ya.. vurdulu kırdılı sahneler falan olunca dayanamıyorum izliyorum..jackie chan filmlerini de çok severim bu arada ben.. millet tırt bulsa da bence hoşlar.. şirin çinli.. bunun dövüş sahnelerinde ortalık birbirine girer ya hani.. etraf toz duman olur ve o toz dumanın içinde ahenkle dans ederek adeta sanat icra eder gibi döver milleti.. hehe:) komik bence.. shanghai knights favorilerimdendir hatta.. gördüğün gibi öyle kültmüş bilmemneymiş hiç aramam.. izlerken vakit güzel geçsin yeter..

..
neyse.. 

zaten hasta oldum.. ciğerlerim ağrıyor.. öksürüp duruyorum.. ekinezya çayı içmekten su içinde kaldım burda.. ne biçim terletiyor bu çay yahu.. bir de kalkmış şu halimle bile suskunları çekiştiriyorum.. yine başladık ya.. yok valla artık izlemicem.. başlamıyoruz yani.. bu sondu.. duydun mu son.. bu sefer bitti.. bittiiii!!

se yo..

8 Eylül 2012 Cumartesi

dellendim yine bir sonbahar günü..

hey you.. out there in the cold.. heh:)

serinledi mi len oralar da ? burası geceleri serin olmaya başladı..
 
neyse ee neler yaptın görüşmeyeli?

yokluğumda çok kitap okudun  mu?

aradın mı beni?

neredesin nerede? diye feryat figan aradın mı sokaklara çıkıp? mustafa sandal ağbimizin parçasını dinlerken ara sıra resmime dokunup ağladın mı? resim değil o ayrıca fotoğraf.. sence bunu mustafa sandal'a söylesek ağzımızın üstüne vurmak ister mi?

yani kısaca naber nasılsın demeye çalışıyorum..

ben de iyiyim sağol.. (iyi olduğunu varsaydım)

aslında pek iyi değilim.. bugün çok fena kavga şeysi oldu evde.. ben de pek bir sinirlendim.. kendimi tanıyamadım.. du bakayım dolunay falan da var mı.. göremedim..

bu aralar çok sinirliyim.. ben ya.. ben.. ben ne kadar da sakin bir insanım oysaki normalde.. ama bu aralar böyle işte..

mesela geçenlerde de bir arkadaşımla konuştum ve sildim onu hayatımdan mesela.. oha.. ama evet.. öyle oldu.. hem de normalde asla konuşmayacağım bir tavır takınarak.. aslında bu kişiye uzun süredir sinir oluyordum ama herkesle arayı iyi tutmalı politikasından dolayı silemiyormuşum demek ki.. sildim gitti ulan..

benim artık seninle konuşacak bir şeyim yok! dedim.. sen birine hiç böyle dedin mi? yada biri sana dedi mi?

ne kötü bi laf bu aslında.. nasıl dedim ben bunu yahu.. niye dedim.. neyse gerçekten konuşacak bir şeyim kalmamış demek ki..

bu arada, aslında lafın orjinali şu:

"benim size soracak bir şeyim yok!"  

bu lafın bir mülakat sırasında birine dendiğini duymuştum.. diyen kişiyle de tanıştım hatta ben de.. bana soracak bir şeyi varmış.. benim de ona soracak bir şeyim vardı aslında.. neden soracak bir şeyi yokmuş önceki kişiye.. bunu sormak istemiştim.. aslında sebebini biliyordum da, kendi ağzından da duymak istemiştim..

işte bu laf, o kişi, o kadar kafamda yer etmiş ki.. sanırım birine posta koyacakken benzer bir cümle kurdum istemeden.. yada isteyerek.. bilemiyorum.. ama ne kötü oluyormuş böyle demek birine.. demeseymişim ya..

neyse...

sonra geçen gün de başka bir arkadaşıma acayip sinir oldum.. daha doğrusu arkadaşım vasıtasyıla tanıştığım bir arkadaş bu.. ve samimiyetimiz o kadar derin değil henüz.. henüz mü? bitti o iş alooo

çünkü onu da sildim hayatımdan.. hobaa.. herkesi siliyorum çatır çatır.. neyse tabi o bunu bilmiyor.. yakında anlar hehe.. bu hayatta nevi şahsıma münhasır bencilliklerim vardır kurtulmaya çalıştığım.. bak bencilliklerim var, bunu kabul ediyorum, ama kurtulmaya çalışıyorum bunu da biliyorum.. işte bu tarz bencillikleri kimde görsem şıp diye anlarım.. asla inandıramazlar beni iyi niyetli olduklarına.. gayet iyi biliyorum çünkü bu hareketleri, hiçbir gerekçe/bahane kandıramaz beni.. işte bu tarz hareketlerini yakalıyordum, sinir oluyordum ama bir şey demiyordum.. son yaptığı harekette dedim ki: yeter ulan! bu kız aynı ben! 

şu dünyama bir tane ben yetiyorum zaten.. bir tane daha benden olmasına katlanamam.. yeterince tiksiniyorum kendimden..ehehe..

işte bu nedenle sildim kendisini..johann faber ile.. bundan böyle aradığında açmayacağım.. bir insanı en hızlı uzaklaştırma yöntemi onu görmezden gelmektir, yok saymaktır biliyorsun.. bilmiyorsan da öğren.. biraz hayvanca ama olsun.. işe yarıyor..

böyle işte.. 

yani bu aralar çatır çutur siliyorum insanları hayali defterimden.. hatta bugün az daha bizimkileri de siliveriyordum bak.. sonra dedim napıyorum ulan ben?

bu aralar ne olduysa içimde sönmeyen bir sinir var, stres var, birilerine bağırma isteği, kapıları çarpıp camı çerçeveyi indirme isteği var ki bugün arka odanın kapısını 3-4 defa çarptım.. kendi odamınki iyi gürültü yapmıyor o yüzden bu odanınkini çarpıyorum çarpacağım zaman..

ha bir de sandalyeyi tekmeledim.. o da iyi ses yaptı aslında ama sanırım duymadılar.. o kadar emek boşa gitti.. gittim kaldırdım geri yerine koydum bi daha mı tekmelesem dedim ama sonra içimden gelmedi..

valla ne kadar sinirliyim bu aralar ya.. herhangi bir şey bile acayip sinirlendirebiliyor.. 

bir keresinde de telefonu fırlatıyordum az daha duvara.. ama sonra dedim yapma dur! zaten dökülüyor telefon. başka bir şey fırlat.. sonra çevreme baktım, adam gibi bir şey bulamadım fırlatacak.. sonra da sinirim geçti herlade..

neyse işte böyle..

artık korkmuşsundur heralde hışmımdan.. korkmadıysan da yuh diyorum sana.. 

yuh ki ne yuh..

gel seni bi döveyim de anla durumun ciddiyetini..

sersem seni.. ne bakıyon lan? ne bakıyooon!!

belanı arama bence.. 

git burdan..

ama önce günün anlam ve önemini belirten şarkıyı dinle.. 

tamam şimdi git..

sonra gel ama..