26 Nisan 2012 Perşembe

oha

oha oha oha oha oha oha oha oha oha oha ohaaa

tamam dur anlatıcam..

çok şaşkınım ya..

öyle böyle değil..

hiç beklemiyordum var ya..

oha lan adam öldürdü kendini pat diye oracıkta.. hiç beklemiyordum bu hareketi ya..

geçen hafta o kadar bok attım diziye, şöyle boktan böyle boktan diye.. gerçi hala boktan olduğunu düşünüyorum ama bugün bu suskunları izlerken böyle ağzım açık kaldı, aha böyle :O

valla laflarımı geri almıyorum da bugünlük küçük bir aferini haketti sanki..

ama genel itibariyle ağır saçmalıyor tabi halen.. hele geçen haftalarda -hangi bölümdü hatırlamıyorum tam- o naim'i kurtarmaya bi anda tüm mahalle gidip de "poliis,teslim ol" diyip, binaya gelişine yaylım ateşi açma sahnesinden sonra yok dedim ya.. bu dizi olmayacak dedim.. lan ergenekon bok yemiş bunların mahallesinin yanında.. bi geldiler herkes top tüfek kuşanmış bi anda.. ne biçim bi mahalleymiş lan orası.. terörist sanki adamlar.. ben söyleyeyim bu adamları tek tek toplamaya çalışmak vakit kaybı, direkt mahalleyi komple çevirsinler dikenli telle falan, mahallile de sakat zaten.. komple mahalleyi direkt tecrit..

söyleyeyim ben bu fikrimi gurur komisercağzıma, ne pis mahalleymiş orası öyle ayol..

bir de ecevit'in o kadar yok ben babam olamam, yok asla olmayacam diye diye babasından sanki hitlermişçesine bahsedip bahsedip en küçük bi olayda koyvermesi de hiç olmadı, o zaman da sinirlendiydim..

neymiş kayıtarı yakmışmış onlar için.. la adam psikopat.. kundaklamış orayı, görevli adamı da yakmış.. bi de seviyosun bağrına basıyorsun.. nerde kaldı lan senin ecevitliğin..

neyse en azından bayıklıktan biraz kurtulacak izlenimi verdi bugün.. çünkü ne o öyle ha bire aşk üçgenleri aşk dörtgenleri.. hadi o da bir yere kadar da, ha bire ağlak ağlak da olmaz ki.. valla bayıyor yahu..

..

neyse bugünkü bölüm o kadar fena değildi sanki..

afferin leyn.. (küçük aferin)

ama bi dahaki ilk saçmalıkta bırakıyorum bak diziyi.. zaten vakti zamanında behzat ç. ye başlamadığıma yanıyorum hala.. bunu bırakıp ona başlayıveririm valla.. neyse..

..

midem kötü ya benim bugün.. bulanmakla bulanmamak arasında kararsız 2 saattir.. anlamadım gitti..

aç karnına portakal yedim yanlışlıkla ondan mı oldu acaba.. geç farkettim durumu ama farkedince hemen bıraktım yemeyi.. böyle atarlanır gibi oldu da bi an.. eyvahlar olsun açım galiba dedim.. hemen attım elimdeki portakalı can havliyle.. şaka lan atmadım.. bıraktım öyle bir köşeye insan gibi..

sabah da ağrı kesici içmiştim zaten karnım ağrıyor diye.. bugün kendilerini çok zorladım sanırım ondan.. mide hazretleri beni affeder umarım..

bugünkü temennim bu yönde..

hürmetler efendim saygılar bizden sevgiler sonsuz..

hadi bakalım..

..

ama gerçekten utanmaya başladım artık midemden.. eskiden hiç böyle yapmazdı ne oldu şimdi anlamıyorum ya..

üzülüyorum ama..

..

http://www.youtube.com/watch?v=2zeBXJf6Ywk


ya şunu gördüğümden beri kaç gündür bütün gün böyleyim evde artık.. durduramıyorum kendimi..

bugün de fenerin galibiyeti vesilesiyle anneme de yaptırdım bu figürleri.. o da çok sevdi..

bu arada o karşı takım karabükmüş yahu trabzon sandım he.. bir de baktım fener de yine mavi beyaz.. ne bu böyle izlemem ben bunu dedim ve ortamı bi hışımla terkettim..

yok yok öyle yapmadım.. dedim ki ben beşiktaşlıyım zaten dedim ve ortamı o şekilde terkettim..

şaka lan..
allah belasını versin sevmiyorum lan maç dedim öyle çektim gittim..

..

tabii ki de bunları yapmadım.. öf valla yeter bu sululuk yaa.. bazen kendimden tiskiniyorum.. neyse kalktım geldim öyle odama insan gibi..


ha ama bak gerçekten 3 yıl falan önce bir ara tutturmuştum beşiktaşlıyım diye bir süreliğine.. neden öyle birşey yapmıştım bilmiyorum pek.. kıllık olsun diyedir heralde.. gs diyememişim ama bak..

bu da böyle ne idüğü belirsiz bir anımdır.. ama hala derim arada ben beşiktaşlıyım diye.. öyle miyim lan yoksa?

neyse..


kib

23 Nisan 2012 Pazartesi

sıkıldım yine bir akşam vakti

akşam üzeri mercimekli köfte yaptım..

pek güzel olmadı.. hatta bugüne kadar yaptığım mercimekli köfteler arasında en kötü olan bu sanırım.. gerçi toplamda 5 defa falan anca yapmışımdır zaten..

..

ya o kadar canım sıkkın ki anlatamam.. hakkaten nasıl anlatabilirim ki.. yani insan can sıkıntısını hangi kelimeleri kullanarak tarif edebilir..

ya ne yapmak istediğimi bilmiyorum.. yani sanki birşey yapmak istiyorum ama ne yapmak istediğimi bulamıyorum.. onun için işte deli deli işlere sarıyorum mercimekli köfte yapmak gibi..

yaptım, sıkıntım geçmedi.. hatta midemi şişirdi bulgur o yüzden sıkıntım daha bile arttı diyebilirim.. gerçek anlamda bir sıkıntı da yaşıyorum yani şu an.. bi soda içeyim ben..

..

bugün karşı komşunun 5 yaşındaki kızına bi masal kitabı hediye ettim.. dün doğum günüydü çünkü.. dün fırsat olmamıştı.. olsun 23 nisan hediyesi de olmuş oldu.. bıcırık şey.. daha okuma yazma da bilmiyor ama annesi okusun artık ne yapalım..
..
babam bu aralar gözüme pek şirin gözüküyor.. kedi yavrusuyla oynar gibi oynuyorum yüzüyle gözüyle.. beni savuşturmaya çalışıyor ama garibim hasta işte.. pek başarılı olamıyor.. yılların güreşçisi beni savuşturamıyor daha..

evet ya babam güreşçiymiş eskiden.. hobi olarak tabi.. gerçi böyle birincilikler ikincilikler üçüncülükler ha bire bişeyler anlatır hep ama nedense biri bana sporla ilgili birşey anlatmaya başladığında olan şey oluyor hep ve birden kendimi bambaşka şeyler düşünürken buluyorum..

valla utandım şimdi kendimden.. şu babamın güreş ile olan maceralarını bir defa bile can kulağıyla dinleyememişim.. tek aklımda kalanlar, işte güreşiyormuş, sonra öğretmenlik yaparken çalıştığı okulda bir takım kurmuş, çalıştırmış, o da bölge ikincisi mi ne olmuş.. falan..

........
yuh bana ya.. babama sordum senin şu güreş olayı neydi diye.. meğerse öğretmenken çalıştırdığı takım bursa 1.si olmuş.. kendisi de üniversitedeyken türkiye 3. sü olmuş.. aslında 3.lük için maç yapıcaklarmış ama rakibi kolundan sakatlanmış o yüzden çekilmiş, babam da hükmen 3. olmuş.. vay vay vay..

........

ben nasıl bunu bu kadar alakasız bir şekilde hatırlamışım ya :D neyse bu sefer pür dikkat dinledim ve hızlıca anlattırdım.. babama kalsa on saat masal anlatır gibi anlatır.. ben yine koparım bi yerden sonra.. o yüzden ben sordum o cevapladı 5 dakkada hallettik işimizi..

ya valla niye böyle oluyor anlamıyorum.. ama ne yapayım elimde değil.. gerçekten.. nedenini bilmediğim bir şekilde hep aynı şey oluyor.. maç izlerken falan da bir süre sonra hayal alemine dalarım ben zaten.. basket futbol voleybol farketmez yani..

dikkatimin dağılmaması için çok heyecanlı bi maç falan olmalı o..

ben aslında çok kızmışım ya..

..

istisnalar olsa da genelde erkeklerin alanı bu konular.. ama tabi annem gibi kadınlar da var.. 
fanatik resmen.. koyu fenerbahçeli.. babam gibi.. bunun yanı sıra hangi takım kaç puanda, hangi oyuncu hangi takımda, hangi maç hangi gün, hangi kupaları kimler aldı, yerli-yabancı geniş bir futbol bilgisine sahip.. dünya futboluna da hakim yani.. maç dedin mi akan sular duruyor.. 

eren de çok sever maç izlemeyi, takip eder hep.. sanırım bi büyük abim bir de ben çok takılmıyoruz bu maç işlerine.. ama o da asgari ölçüde de olsa takip eder yani.. ama heralde o haliyle bile beni katlar..

hayır anlamadığım ben küçükken basket maçlarını falan izlerdim onları severdim yani.. hatta oturur erenle nba maçlarını izlerdik.. vince carter diye bi eleman kalmış mesela aklımda.. hatta daha bi sürü isim hatırlıyorum ya.. bi tane jason kidd vardı hatta sanki yakışıklıydı.. hatrına phoenix'in yazılışını te o yaşta öğrenmiştim valla.. neyse..

iyice küçükken de 9 aylık falan oynardık.. bak bu geldi birden aklıma..

yani bu evrelerden geçmiş bir insan olarak şu an hiçbir şey izleyesim gelmiyor ve biri bu konularda konuşsa birden başka başka şeyler düşünmeye başlıyorum.. dinleyemiyorum bile yahuuuuğğ..

..

evet ne diyordum..

hah babam, çok şirin.. annem de çok şirin.. ikisi birlikte süper şirinler.. en çok ntv spor, fb tv, falan izleyip dinliyorlar.. bazen bunların yanına gidiyorum bi bakıyorum ikisi de uzanmış, tavana bakarak maç dinliyorlar..

anlamıyorum ya bu nasıl bi sevimlilik :D voleybol maçlarını falan da kaçırmazlar hiç.. futbol basket voleybol.. hepsini ayrı ayrı severler.. fenerbahçeyi her dalda desteklerler.. kız voleybol maçlarının da ayır bi hastasılar.. kızları pek bir seviyorlar.. kızlar şöyle canavar böyle kaplan.. valla kıskanıyorum şu kızları bazen.. eda mıdır seda mıdır bi tane var onu çok seviyorlar.. seda sanırım bayıldıkları.. asıl ben bi tane koreli gördüm o bomba ya.. kim.. kim tek başına bütün fenere bedel bence.. o nasıl smaçlar yahu..
..

bir de dizileri var bunların.. gelmiş geçmiş en bayık dizileri izliyorlar hep.. papatyam mesela.. 55 yaş altı kimse izleyemez o diziyi idda ediyorum.. zaten bitti..

çocuklar duymasın var bi de.. tekrar başlayan versiyonunu bile izliyorlar.. gerçi artık eskisi kadar sevmediklerini, ve pek bakmadıklarını idda ediyorlar ama yine de kaç defa izlerken bastım bunları..

sonra aşk ve ceza diye bi dizileri vardı.. bayıklıktan ölüyordu.. iki tane bayık tipin bi türlü tam anlamıyla kavuşamaması üzerine klasik bayık bir şeydi işte..

şu an bir çocuk sevdim ve al yazmalım dizileri ise liste başını çekiyor.. bu iki dizi olduğu günler dakkaları sayıyorlar neredeyse.. ha bir de fatmagül'ün suçu var.. işte bu saydığım, benim bir bölümlerine bile katlanamadığım dizileri izleyip duruyorlar..

ama güzel ya hergün diziler maçlar falan derken yuvarlanıp gidiyorlar.. yani sonuç olarak onlar değil ben sıkılıyorum..

onlar takılıyorlar işte.. o dizi senin bu maç benim..

..

ha bir de şu polisli dizi var söylemeyi unuttum.. yahu.. arka sokaklar diye bi dizi.. kaç yüz senedir var artık bilemiyorum..

ya bi gün hadi akşam bunlarla oturayım dedim, babam söyleniyormuş niye hiç bizimle oturmuyor bu kız diye anneme, bu dizi vardı işte, bakayım dedim de biraz.. gerçekten bir insan bu diziyi nasıl izleyebilir.. gerçekten.. yani dizi hakkındaki hislerimi anlatabilmem için kelimeler kifayetsiz..

hayır bunlar böyle polisli molisli maceralı şeyler arıyorlarsa ben bunlara kobra takibi'nin bölümlerini falan bulayım ya..

bir zamanlar televizyonda rastlıyordum.. alman yapımı bi tane polisiye dizi.. hatta başroldeki adamlardan biri türk'tü.. adı da semih'ti.. diğer esas abinin beline geliyordu anca :D

iyi diziydi ya.. yani fena değildi.. her bölüm bikaç araba hurda oluyodu.. e tabi olcak o kadar otoban polisi bunlar.. (vuu)

yani sürükleyicilik ve action açısından bu arka sokaklara basar..

ama bizimkiler gelemez heralde böyle dizilere.. olayların yavaş yavaş ve bayık bir şekilde ilerlemesine alışkın onlar.. hem patlamalı gümlemeli sahneler de korkutur bunları.. gelmişler 60 yaşına.. tabii ki de bayık bayık takılcaklar..

hatta bence maçlar bile tehlikeli artık bunlar için.. geçen fener maçında annem fazla heyecanlanmıştı mesela.. ayy ne biçim maçtı falan diyor kalbini tutarak.. ne oldu dedim, fazla heyecanlandım sanki çarpıntı yaptı falan dedi.. şuna bak ya.. gerçi o gün akşam yemeğini de fazla kaçırmıştı ondan da olabilir.. bilemedim şimdi.. fazla heyecan da fazla yemek de iyi değil ya bunlara..

..

ya aslında ben gideyim şu mercimekli köfteleri saklayayım.. bu şimdi kontrolsüzce yer ondan sonra da ayh fenerbahçe falan diye gezer ortalarda..

aman diyim..

gerçi nereye saklıcam.. yiyeyim ben iyisi onların hepsini..

evet yiyeyim gitsin..

22 Nisan 2012 Pazar

eye of the tiger çalın bana laan

cuma abim geldi.. hani benden 1,5 yaş büyük olan.. valla abi diyesim gelmiyor ya.. zaten hiç demem.. adıyla seslenirim..

az önce de gitti.. balkondan el salladık annemle.. çok şiriniz bence..

abim bayaa bi kilo almış.. en son 1 ay önce görmüştüm.. yani kilo almış dediğim normal olmaya yaklaşmış.. hala zayıf :D

bizim olayımız bu ya.. kilo alıp anca normal oluyoruz.. gerçi böyle olması güzel tabi..

ben de biraz kilo aldım alında.. eskiden kendimi normal sanardım aslında ama biraz kilo aldıktan sonra asıl böylesinin normal olduğuna kanaat getirdim.. ama bu sadece görünüş açısından böyle.. sağlık açısındansa aynı şeyi söyleyemiyorum..

daha zayıfken sanırım daha sağlıklıydım.. daha kolay hareket ediyordum.. bu kadar miskin değildim.. sanki hantal hissediyorum kendimi.. zaten bu ara çok hareketsiz yaşıyorum.. biraz hareket etsem belki yine zayıflarım falan.. en iyisi etmiyim..

ya o değil de sırtım çok ağrımaya başladı son zamanlarda.. boynum falan tutuluyor sürekli.. ya dövcem bu apartman yöneticisini..

havalar ısındı diye kaloriferleri yaktırmıyor ama evlerin içi çok soğuk.. yeminne bugün odamı ısıtmak için camı açtım.. içeriye sıcak hava dolsun diye.. ev buz gibi lan.. eşortmanımın üstüne popomu da örtecek kadar uzun kapşonlu polarımı giydim, onun da üstüne yün hırkamı giydim öyle oturuyorum.. kışın bile bu kadar kalın giyinmedim lan ben..hatta geçen gece 3e kadar oturduk konuştuk abimle, kapşonumu falan kapattım bi ara.. öyle bi buzhanede yaşıyoruz yani..

gerçi şöyle de birşey var.. kimse benim gibi kat kat giyinmiyor.. oha bende bi sorun var demek.. gerçi annem de hep yün yelekle dolaşıyor ama.. bilemedim şimdi..

aman neyse.. ööf valla.. kansızlıktan geberiyor olsam da önemli değil.. artık stress out moduna geçtim..

neyden ölürsem öleyim stresten ölmekten iyidir sanırım..

hem kansızlıktan geberdiğimi falan da sanmıyorum kan değerlerim optimumdu en son ölçtürdüğümde..

ya sorun hareketsiz yaşamak.. sorun sporsuz yaşam..

hemen birkaç sokak yukarıda spor salonu var aslında.. oraya mı gitsem ya.. oraya da birkaç arkadaşımı gazlamıştım yok yüzmeye gidelim yok pilatese gidelim diye ama malesef kimse spor yapmak istemiyor.. hele para verip spor yapmak hiç istemiyor..

bir arkadaşımla da yer konusunda sıkıntıya düşmüştük.. aylar önce gidelim diye gaza geldik, o onun evinin ordakini istedi ben benim evimin burdakini.. e tabi yattı o iş..

ya bu kız milleti böyle ya.. bazen utanıyorum şu kız milletinin mensubu olmaktan.. yani tuvalete gitmek mesele, alışverişe gitmek mesele, spora gitmek mesele.. ille hep beraber yapılmalı bu işler.. tuvalete gitmek hariç çoğu konuda ben de yoğun olarak böyle hissediyorum malesef.. aslında yalnız alışverişe çıktığımda çok daha verimli oluyor benim için ama bunu bile bile ille arkadaşımla falan gitmek istiyorum..

çünkü alışveriş kısmı bitti diyelim, yoruldun dinleneceksin, ne yapacaksın tek başına nerede oturup dinleneceksin.. burda kafede yalnız oturanı dövüyorlar.. yok valla tip tip bakıyor insanlar..

istanbul bu konuda daha iyiydi ama bu bursa'da nedense tip tip bakma hastalığı var.. yada ben çok alıngan oldum bilemedim..

öyle işte ya..

neyse ben şu spor olayına bi gireyim..

aynada kendimi izleye izleye dımtıs müzik eşliğinde koşar koşar gaza gelirim artık.. gönül isterdi ki taksim meydanındaki gibi bi spor salonuna gidecek kadar zengin olaydım da koşarken tepeden insanları izleyeydim.. neyse orta halli bi spor salonu da işimi görür.. hem aynada kendimi izlemek de güzel ya..

insan gaza geliyor iyice..

risin up..

back on the streeet :D

rocky balboa'ya bağlarım artık..

son sefer koştuğumda öyle olmuştu.. altı üstü 1 km koşmuştum da sanki çok bi halt yapmışım gibi bi havalara bi triplere girmiştim.. böyle ağır ağır yürüyorum falan aletlerin arasından.. insanların bana "vay bee" dercesine baktığını falan sanıyorum.. :D

1 km lan.. insan götüyle güler..

çok yorulmuştum ya ondan çok koştum sanmıştım.. hey gidi günler ya.. şimdi o kadar bile koşamıyorumdur kesin..

piff boynum ağrıyor ya.. ben biraz şu boyun egzersizlerinden yapayım en iyisi..

..

o değil de ben yaz mevsimini hiç sevmezdim hatta nefret ederdim.. herkes terliyor iğrenç vıcık vıcık oluyoruz diye.. o sırtımdan süzülen ter damlalarını hissettiğim zamanlardan ölesiye nefret ederdim..

ama bu yıl da artık kıştan soğuktan nefret ettim.. devamlı yağmur çamur kar bilmem ne.. lan nisanın 22'si oldu hala şu güneşi göremedik adam akıllı..

biraz daha ısındı da hala sağnaklar bilmemneler.. ani soğumalar falan valla sıkıldım ya.. gerçi annem bu nisan yağmurlarının bereketinden ve faydasından bahsedip duruyor devamlı ama yine de bu yılki kışın bıkkınlığından olsa gerek tahammülüm kalmamış yahu..

yoksa evet bir anda her yer yeşillendi, çiçekler açtı.. mis oldu.. yağmur iyidir tabi.. ama işte..

..

yaz olsun sıcaktan geberelim istiyorum..

valla gık demicem bu sefer..

19 Nisan 2012 Perşembe

sussaymışsınız iyimiş..

hangi insan kendisinden bahsederken

"alo.. ben belalı" der ya...

çok komik değil mi lan..

yine şu suskunlar'a bakayım dedim de.. şu belalı naim'i izlerken gülmekten kopuyorum.. geçen haftaydı işte, telefonla birini aradı, "alo.. ben belalı.." dedi ya..

ulan hadi millet sana belalı naim diyor da sana ne oluyor yahu.. neyse bu hafta demedi..

bir de ben olsam belalı yerine sadece bela koyardım o adamın lakabını.. daha hoş geliyor kulağa.. aha belalı geliyor demek yerine, bela geliyor demek daha hoş olabilirdi.. hoş derken.. öyle işte..

bu dizide bu lakap olayına fena takılmışlar.. bak bana da civciv, ördek falan derlerdi.. ben şimdi kendimden bahsederken ben civciv diyor muyum.. ha gerçi burda profil bilgilerime orman civcivi yazmıştım doğru.. bak utandım şimdi.. en az onlar kadar salağım anlaşıldı..

ya o değil de bir de şu dizideki kızların olayı da çok salakça ya.. birsen ve ahu kapışması.. ahu birsen'e demez mi "benim veremediğim herşeyi sen vermişsin ecevit'e" diye.. ya delircem.. gerçekten.. ulan bunlar bok kadar veletlerdi ya.. ne verecektin lan o yaşta zaten.. gerçekten anlamıyorum ya.. öteki kız da ona "sizin hikayeniz bitmemiş" falan diyor.. ulan.. gerçekten.. bak.. bacak kadar veletlerdi lan.. ne hikayesi laaaaan!!!

ne abuk bi dizi ya bu böyle delirtçek beni..

valla sinirleniyorum ya izlerken.. bi de izlemicem izlemicem diyip yine izliyorum.. kendime de ayrıca kızgınım..

o o o o o can't nothin na

hold me down o o o o o o

bak pitbull çıktı yine.. coşuyoruz hemen..

suveee suuveeeey ehehe

ya ben nasıl bi insan oldum, clubber mı oldum çıktım böyle ne oldum ben yaa..

neyse..

luss ma mane hanee ...

neyse..

.. suskunlar'a döneyim..

ya da ne döncem lan.. dizi kritikçisi miyim ben.. valla ne yazıp çiziyorsam buraya habire habire..

bırak ya suskunu küskünü.. ne bok yiyolarsa yesinler zaten bi halt edebilcekleri yok.. anca birbirlerine garip bi vurguyla konuşup dursunlar.. ha evet ya bi de o var.. ulan bunlar ne salakça bi vurguyla konuşuyorlar.. biri ikisi konuşsa tamam da bazen coşuyor böyle hepsi aynı boktan vurguyla konuşup duruyor falan.. düz konuşan insan yok.. düz konuşanı dövüyorlar mı ne yapıyorlar anlamadım ki.. yada çok mu karizmatik olduklarını sanıyorlar acaba bilemiyorum ki..

neyse..

ya bişey daha..

bunlar salak mı böyle bugün kötü bişey olmıcak falan diyip duruyorlar.. kesin olcak yani anladık tamam.. biliyoruz zaten olur ille.. ahmet kaya çalarsınız ardından hemen..

kıl oluyorum kıl..

zaten hayatımda böyle duygusal çocuklar görmedim.. o yaşta böyle birbirlerine sarılıp duruyorlar paso.. hadi hapishane ortamını geçtim ondan öncesinde de ha bire sarılıp duruyorlar, yok "ben sana inanıyorum", yok efendim "hep inanıcam" ne boyundan büyük laflar ediyor lan bunlar..

yani 10 yaşlarındayken falan arkadaşıma "ben hep sana inanıcam" falan dediğimi düşünemiyorum..

ne diyosun be gerizekalı diye bi karşılık alırdım heralde :D

biz bu çocuklara göre pek geri zekalıca bi çocukluk geçirmişiz sanırım.. üzüldüm şimdi halimize.. valla içim acıdı..

hayır bu çocuklara yetişkin lafları söyletmeye çalışıp (ki dengesizlik, bi an 5 yaş çocuğu lafları, bi an yetişkin insan lafları), o sermet olacak keltoşu da 12 yaşında gibi konuşturarak ne yapmaya çalışıyorlar anlamış değilim..

..

amaaan neyse..

bir de o kadar ortalığı inletti millet yok sleepers yok bıdı bıdı..

ordaki çocuklar bu kadar sevgi pıtırcığı değillerdi.. mesela filmde bilal'e denk olan çocuk küçükken de sert bişeydi.. o da pinçirik kadardı ama haşin veletti en azından.. kedi yavrusu gibi bakıp, ha bire birilerine sarılıp birilerinin bacağına dolanmıyordu bu bilal gibi yani.. ondan sonra sen o kedi yavrusunu al hergün ağız burun kırdırt adam öldürt..

valla sinirlendim ya..

bak neyse neyse diyorum yine yazıyorum..

tamam bitti..

sıçayım suskunlara ya.. lan çok sinirlendim ben neden acaba.. neden şimdi şu saatte böyle sinirlendim ben.. (burdaki ben kelimesini soru sorar gibi değil de sormaz gibi söyleyince aynı onların yaptığı vurgu oluyor," ben?" değil "ben." olarak.. çok kıl bi vurgu değil mi ama)

hayır böyle olaylar falan da çok salakça geliyor artık.. resmen sıkıldım ya izlerken..

ağzına sıçayım bu suskunların nerden sardıysam şimdi boktan diye diye izlemeye devam edicem sırf mazoşistlikten..

neden bu diziyi izliyorum ben.

16 Nisan 2012 Pazartesi

ibretlik hayat hikayesi..

me le ba..

niye böyle yazdım şimdi bilmiyorum..

yoo..wazzuuup.. deseydim daha mı iyi olurdu ki..

yani demek istediğim kime diyorum ben.. kime diyorum aloo..

valla yazacak birşeyim yok.. ondan böyle saçmalayarak saçmaca bir girizgah yaptım.. burda 2 sorun var.. birincisi neden girizgah gibi bir kelime kullanarak entelleşme çabası içerisine girdim? ikincisi yazacak bir şeyim yoksa neden yazıyorum?

sanırım bunların cevabını asla bilemicem..

..

ya çok sıkıldım ben ya..

valla..

bir keresinde abimle konuşurken bana "sen küçükken çok cengaverdin ne oldu sana böyle" demişti..

bugün bu konuda düşündüm biraz.. evet ya.. hakkaten ben çok manyak bir çocuktum.. hakkaten abartmıyorum.. diğer çocuklardan hep bir adım daha aptal oldum.. bir adım daha gerzekçe şeyler yaparak farkımı ortaya koydum hep..

yani yeri geldi kimsenin bisikletini sürmek istemediği hendek gibi bir çukurun üstüne son sürat sürdüm bisikletimi..

üstüme bahis oynandı.. hehe şaka lan.. yapar - yapamaz diye millet iddialaşmıştı sadece..

tabi bisikletin tekerleği çukura girdi ve takla attık ikimiz de.. sümük rengi bisikletim üstümde yatarken masmavi gökyüzündeki pambık pambık bulutları izlediğimi hatırlıyorum.. her yanım çok acıyordu ama ilginç ve komik ve unutulmaz bir deneyim olmuştu benim için..

ondan sonra dizimde bir yara açılmıştı hatta.. o yara 2 ay kadar falan iyileşememişti bir türlü.. valla bak.. uzun süre o yarayla uğraştığımı hatırlıyorum.. yazın okullar kapandıktan hemen sonra açılıp okullar kapanmaya doğru ancak tamamen iyileşmişti..

alt katımızda bir hemşire abla vardı her gün pansuman yapardı yarama..hergün ya.. çünkü habire ben o yarayı bi daha bi daha kanatmayı başarıyordum.. en sonunda iğrenç iltihap gibi birşey olmuştu o da sümük rengiydi.. üstü kabuk tutuyordu sonra ben kaykaydan falan uçup bi daha başa döndürüyordum yarayı..

hatta bir keresinde bu kaykaya böyle binemiyoruz deyip oturarak binmiştik abimle.. o önde ben arkada zorla sığışmıştık.. sonra da bayırdan kendimizi bırakmıştık fakat yolun bozukluğundan olsa gerek sağdaki çimlerin üstüne yuvarlanarak bi takla gibi birşey de orda attıktan sonra kabuğumun yine dizimin üstünde olmadığını farketmiştim..

yine nereye gitti lan bu kabuk derken bir de ne göreyim.. abimin tişörtünün kol kısmına yapışmış..

iğrençlik diz boyu..

yani düşün yerimde duramayan bir çocuktum.. bir yarayı iki ay iyileştittiremedim lan.. o hemşire kadıncağız.. neşe abla.. bana pansuman yapmaktan helak oldu.. hey gidi neşe abla.. amma dekolte giyiniyordu o ya.. göğüs tekoltesi mini şortlar falan..

apartmanın altında bir de köpeğim vardı.. sefil.. evet adı sefil'di.. bu neşe abla çok iyi kadındı.. bizim sefil'i beslerdi arada.. ondan sonra köpekceğiz de neşe abla'nın memişleri görünce pembe pipisini çıkarırdı falan hey gidi günler.. ama hiç atlamadı neşe abla'nın üstüne.. kendini tutan bir köpekti.. öyle terbiye ettimdi..

şaka lan.. ben ne anlarım köpek terbiyesinden.. sokakta bulmuştum zaten.. o beni bulmuştu aslında.. hergün ısırılma korkusuyla severdim ben bunu en başta.. kocaman köpekti yani.. yaşlı falan.. ne yapacağı belli mi olurdu.. ama hiçbir şey yapmadı.. ne bana ne arkadaşlarıma.. üstelik son zamanlarda artık iyice pestilini çıkarıyordum severken, hırlaya hırlaya savuşturmaya çalışıyordu beni.. ama gittiğimde de peşimden geliyordu..

cici köpek..

beni ve arkadaşlarımı ısırmadı ama günlerden birgün gıcık bi arkadaşın gıcık bi abisini ısırmış.. gece evine geliyormuş çocuk.. başka bir şehirde okuduğundan sık gelmiyordu.. kokusunu alamadı heralde ve tahminimce buralara gelmeden önce bekçi köpeği gibi bir şey olduğu için atarlanmış..

sonra da belediye gelip almıştı onu.. boynunun ordan dev makas gibi birşeyle tutmuşlardı... çeke çeke kamyonet gibi birşeye bindirmişlerdi..

bi damla yaş gelmemişti gözümden.. öyle bakakalmıştım.. yıllar sonra bu olayı hatırlayınca bir iki damla ağladığımı hatırlarım ama o zamanlar, çocukken yani, sanırım duygu yönünden oldukça fakirdim..

neyse ya duygusala bağlamayayım şimdi.. komik bişey anlatıyordum şurda.. gerçi çok da komik değil.. ama yine de konumuz sefilin pipisi..

bi arkadaş vardı.. sefilin neşe ablaya hallendiği anlarda, bizimkiler hemen bu pipi vakasını kıza gösterip "bak bak, ruj" falan derlerdi.. ulan ne salak ne geri zekalı arkadaşlarım varmış benim şimdi düşündüm de.. ama eğleniyorduk ya.. çok oynardık.. arkadaş gurubumuz kalabalıkçaydı.. hepimizin de yaşları yakındı.. abimle benim de aramda 1,5 yaş var bu arada..

..

birgün yine bir yapamazsın yaparım inatlaşması sonucu sitenin arkasındaki bahçe duvarından atlamıştım lan.. bayaa da yüksekçeneydi.. atladıktan sonra bir süre havada yürüyormuşum gibi gelmişti..

ya valla şimdi düşünüyorum da harbiden aptalmışım.. hala da pek akıllı sayılmam gerçi ama böyle deli cesaretlerim pek kalmadı neyse ki..

en son üniversite 1. sınıfta karadeniz taraflarına arkadaşın tekne mi taka mı olduğu belirsiz yüzen garip şeyinde açılıp da koca bi geminin yanımızdan geçmek suretiyle bize hayvani boyutlarda dalgalar göndermesi ve bizim de dalgayı yandan yiyerek sırtımızın denize değmesinden sonra bıraktım bu işleri..

tam yandan yemedik tabi.. çapraz gibiydi.. sonra diklemeye falan çalışmıştı işte birileri.. neyse ölüyorduk yani.. harbiden ölürdük ha.. bence ölmeliydik hatta.. niye ölmedik lan?

ölüm ölüm dediğin nedir gülüm diyerek polat reyize selam vermek istiyorum buradan.. (benden iyi kıro olurdu aslında)

..

benim bu hastalık hastalığım, ok bozukluğum, geceleri panik atak yada anksiyete midir ne boksa ondan olması (çok şükür bayaadır olmuyor) , aslında ölüm korkusu gibi birşeyle açıklanıyor sanırım birtakım terbiyesiz insanlar tarafından..

terbiyesizlik ya.. ben şimdi ölümden mi korkuyormuşum? yaşlı bile değilim lan ben.. 27 yaşımdayım daha..

ama olur olur yani.. abim de bunu diyor işte bana.. hep birşeylerin korkusu kaygısı içerisinde gergin bir hayat sürdüğüm için ne oldu lan sana diyor..

ne biçim bir insandın sen insan demeye dilim varmıyordu sana diyor..

benim de ya.. hayvandım lan resmen..

şempanze gibi oraya buraya tırmanırdım kapılara duvarlara.. elektrik direklerine.. ordan da bi hatıram var bacağımın arkasında.. hem de kalp şeklinde.. çok şekilli kesilmiş öyle diyim..

salaktım ya işte kısaca..

bir gün de yine kimsenin atlamak istemediği bir yerlerden atlarken yere kapaklanmışım ağız üstü.. iyi ki süt dişlerim varmış.. ağzımın içi kum doluymuş..  kum ve kan..

o yaşta spartacus gibi kızmışım valla..

..

ilk manyaklığımı sanırım 3 yaşlarımda babamın aldığı 3 tekerlekli lacivert bisikletimle yapmıştım.. sarı bir selesi vardı.. (babam fenerli) çok şirin bir bisikletti ha.. parlak falandı.. bunu kaptığım gibi arkadaki bayırdan kendimi salmışım.. o yaştan belliymiş işte ilerde ne boklar yiyeceğim..

bir de çok küçükken uçmak isterdim.. camdan bakardım öyle gökyüzüne.. keşke peter pan gibi sihirli bi tozum falan olsa da uçabilsem diye düşünürdüm kara kara.. :D

ya ben kendini pokemon zannedip camdan atlayan çocuktan hallice bir çocuktum sanırım..

o çocuğu kısmen anlıyorum..

anlıyorum seni çocuk..

..

neyse ya işte.. şimdi o zamanların aksine.. temkinli davranan bir insanım birçok konuda.. hatta hiç davranmıyorum bile.. öyle heyecanlı tehlikeli adrenalin salgılatacak şeyleri deneme isteğim bitti..

biri bana yamaç paraşütü yapalım dese o dakka kaçarım ordan.. kayalara bile tırmanmak istememiştim geçen dağa çıktığımızda.. ki ben kaya buldum mu affetmezdim küçükken..

ha bir de işte bütün bu saydığım ve daha sayamadığım manyaklıklarımı yapmak için biraz pislikten iğrenmeyen bir insan olmak lazım..

çünkü atlıyorsun kaçıyorsun sürünüyorsun zıplıyorsun yerlere yatıyorsun oraya buraya değip yuvarlanıyorsun falan devamlı.. zaten küçükken sokaktan gelip de ellerimizi yıkadığımızda leş gibi siyah siyah su akardı ellerimizden..

ya.. bir de şimdi kendime bakıyorum.. ulan jerry seinfeld'ten halliceyim bu sefer de..

o ayakkabısının bağcığı yere değerse çıkartıp atıyordu.. ben de dokunamıyorum.. parmağımın ucuyla sokuşturup ilk fırsatta da elimi falan yıkarım..

böyle yani..

neydik ne olduk lan..