30 Mayıs 2012 Çarşamba

itiraf ediyorum hakim bey - 2

yeni itiraflarla geldim sana.. 

suskunları izlemekle kalmadım üstüne bir de kafamda senaryolar kurdum.. üstüne bir de bir sonraki bölümünü merak ettim.. ediyorum yani..
ya.. düştüğüm hallere bak..

çok utanıyorum lan.. öyle böyle değil.. o kadar saydım sövdüm, burda unuttuysam bile eleştirmediğim noktası kalmadı dizinin.. ecevit'in komedi babasından çoluk çocuğun abartılı hallerine, çoluk çocukla yapılan duygu sömürüsünden koca koca adamların ikide bir salya sümük ağlamasına, mahalledeki işsiz güçsüz tayfanın bütün gün rambo gibi ortalarda dolanmasından herkesin aynı tonlamayla konuşmasına kadar herşeyine gıcık oldum bu dizinin.. ona rağmen de bir fragman gördüm diye açtım izledim 4 bölümü birden ya..

seni tanıdım sarı falan diyordu irfan fragmanda.. bunu görünce dayanamadım işte.. nasıl tanıdı lan? nerden anladı bunu öğrenmezsem çatlarım.. sonra bu zamana kadar neler oldu falan filan derken aha da şimdi kafamdan kuruyorum devamlı..

aslında bu kadar ağlak olmasa çok daha güzel olabilirdi bu dizi.. yani ağlaklığı geçtim, çocuk dahil ediyorlar senaryoya adı garip.. garip lan garip.. bildiğin garip.. neyse bir şey demiycem..

...

komser gururcuğum da tahmin ettiğim gibi gazanfer çıktı zaten.. gerçi pek tahmin ettiğim gibi olmadı.. sadece gazanfer çıkması kısmını tutturmuşum ki onu da herkes tutturmuş zaten..

bu arada artık ecevitçi de değilim.. habire ağlıyo valla sıkıldım.. babasıyla karşı karşıya geldiği an başlıyor ağlamaya.. o yüzden artık gazocuyum.. eheh

bu berk hakman da iyi oynuyor ya.. sanki hakkaten karşımda böyle psikopat bi polis var yani izlerken o derece şeyoluyorum, o pis pis bakıyor ben pis pis bakıyorum.. burdan triplere giriyorum falan.. 

yani ona göre gururcum.. bakıyorum burdan.. seni deli manyak seni.. seni deli psikopat kemirgen seni..

seni devlet memuru seni..

..

bu arada diziye de önerim acil şu sarıyı ya ecevit dövsün ya ümran anne dövsün, ya gurur dövsün yada ben gelip dövücem.. 

biri tez dövsün şunu yeter artık.. biri dövsün de rahatlayalım.. temiz bi sopa atsın biri şuna lütfen..

rica ediyorum..

29 Mayıs 2012 Salı

itiraf ediyorum hakim bey

tamam ya itiraf ediyorum suskunların izlemediğim son 4 bölümünü netten bulup izledim ya.. öf valla yaa..

herşey bir fragmanı yanlışlıkla izlememle başladı.. resmen karşı koyamadım.. ne iradesiz insanmışım lan ben..

neyse

..

bayaadır yazamıyordum naber?

ben de iyiyim sağol..

bloğuma bakayım dedim bir.. bi de baktım ne göreyim.. öyle yazmışım annenizi öpün de falan da filan.. sonra dedim ya herkesin benim gibi anneciği yoksa? ya yoksa? ulan ne dallamasın dedim kendime, sildim hemen.. (sanki milyonlar takip ediyor bloğumu, böyle endişeleniyorum falan) 


bu aralar da forumlara dadandım.. devamlı kavga ediyorum çok deli manyak birşey oldum yahu.. bi de diyorum ben aramı herkesle iyi tutarım falan.. bok..

sanal oldu mu çok fena oluyor valla..


..


akşam kapı görevlimizin kızı geldi ders çalıştırayım diye.. çalıştık mı çalışmadık mı anlamadım.. ben biraz esnedim falan sonra sıkıldım müzik açtım, bunun ergen muhabbetine falan katlandım yarım saat.. 


norah jones'u beğendi.. zaten beğenmese çarpardım ağzına iki tane.. ergen bozuntusu.. ya ben neden sinir oluyorum bu ergenlere anlamıyorum ya.. ben de ergenken bu kadar sinir bozucu muydum? böyle lambur lumbur hareket edip hörörrö diye mi konuşuyordum? sen nereden bileceksin.. sana soruyorum ben de.. yani sadece bu kızceğiz değil.. hepsi öyle ya bu yeni neslin..

neyse 2,5 saat falan kalıp gitti.. ben de o süre boyunca ergenlerle ilgili edinmiş olduğum izlenimlere yenilerini ekledim..

..


önümüzdeki günlerde daha iradeli olabilmek dileğiyle..

se yo.

12 Mayıs 2012 Cumartesi

yerel akşam takılmacası

bu akşam mahalleden arkadaşımla hadi bir yürüyüş yapalım dedim dışarı çıktık.. bu arada mahalleden arkadaşım dedim ama aslında istanbul'da tanışmıştık üniverstede.. neyse..

bizim buralarda bir japon parkı var.. çok komik ya.. evlerin apartmanların arasında falan böyle.. küçük bir kafe de var ortasında.. japonik tabi o da..

  
yani  abicim yapmışsın güzel olmuş tabi de bak arkada apartmanlar falan.. hoş olmuyor yani.. neyse.. yani sen tam oh doğa ot çimen çiçek japonya falan derken kafanı bi çeviriyorsun bi tane apartman.. lan ben de buldum bunuyorum.. ne memnuniyetsiz insanım ya.. 


memnuniyetsizlik demişken, bir de şu kafedeki olay çok kötü.. orası el değiştirmiş.. önceden bi tane japon kız çalışıyordu.. hani nerde lan o japon kız? nerde? bir de müzik konusu.. yahu kral popu açmış orda cıstak cıstak dinliyoruz.. ya ben oranın işletmecisi olsam ortama uygun müzik çalarım.. şöyle dinlendirici japon geleneksel müziklerinden falan açıp insanlara huşu içerisinde içirtirim çaylarını falan ne bileyim.. neyse..

..

bana da bugün ne olduysa fotoğraf makinemi yanıma alacağım tuttu.. normalde hiç almam.. yani aklıma gelmez.. zaten pek anlamam fotoğraftan falan.. neyse ama iki kuş böcek çiçek fotoğrafı çekeyim de değişiklik olsun dedim.. aha bu da çiçek mesela..


ne kadar sakin değil mi.. otur takıl öyle.. bak ilerde dağ manzarası da var.. iyi çıkmamış ama aslında gayet güzel bir manzarası var buraların..
hava da iyiydi bugün ne sıcak  ne serin.. bu arada bu yürüyüş parkurunu biliyordum ama insanların burada ciddi ciddi yürüdüğünü koştuğunu ettiğini düşünmezdim pek.. yani bayaadır geçmemişim buralardan.. o kadar çok kişi vardı ki.. 30 kişi falan vardı belki yürüyen koşan eden toplam.. bir süre biz de yürüdük arkadaşla.. ve inanır mısın orada salak gibi lay lay yürüyen sadece bizdik.. geri kalan bütün insanlar tempolu hızlı hızlı yürüyorlardı.. oha lan dedim.. ben neden burada hiç yürümemişim bugüne kadar.. yada koşmamışım.. koşan bi abla da gördük zaten.. pek karizmatikti.. tabi hayvanlık edip devamlı insanları çekecek halim yoktu.. yani bırak insanlar rahat rahat sporunu yapsın değil mi.. ama tabi bazı karelerde birkaçı mevcut..
parkurun ortasında şu belediyenin herkesler spor yapsın diye koyduğu aletlerden vardı.. e  biz de teşekkür ettik belediyeye ve baktık madem bir sürü insan yapıyor, biz de yapalım bari dedik..

..

bir tane teyze vardı, aletlerden birine binmeye çalıştı çalıştı bi türlü binemedi.. sonra ben, teyze yarıdm edelim mi diye sordum.. yok yavrum ben buna binemeycem heralde, dedi.. ama pes etmedi.. gitti binebileceği birşey buldu.. afferin teyzeye..
aha da teyze.. çok şirin diil mi lan? hatta arkasında bi tane de amca var.. biz de yaşlıların arasında takıldık işte.. bu aletlerin üzerinde yaşlılar, çocuklar ve biz vardık.. aha köşede pisiklet sürüyorum.. 

bu arada teyzenin yüzü gözükmüyor evet.. ama zaten gözükmesine gerek yok.. onun şu hali şirin olan..
..

o değil de biz de arkadaşla bayaa bi spor yapmış olduk bugün.. valla.. hatta biraz bacaklarım ağrıdı gibi oldu.. hamlamış mıyım ne yapmışım anlamadım ki.. hareketsiz yaşaya yaşaya ölcez lan yemin ediyorum.. o değil de bir tane alet vardı, ayakları yana aç kapa yapıyorsun iki kişi karşılıklı.. o çok iyimiş ya.. eşinle dostunla yada tamamen yabancı biriyle(garip gerçi) karşılıklı bin, takıl muhabbet et falan.. nitekim biz de öyle yaptık..

arkadaşım doktora gitmiş bana sonuçlarını gösteriyor biz aç kapa yaparken.. baktım hmm dedim.. yüksek dedim.. evet o belli zaten dedi.. bi de iğrenç hint kınası dövmesi yaptırmış.. sana ordan güzel gibi gelebilir ama cidden kötü.. muntazam değil yani.. hangi dövmeciye yaptırdın bunu dedim.. sanki hepsini tanırım.. o da dedi ki ne dövmecisi lan kına vardı dün orda yaptı bi kadın dedi.. hıı dedim ben de.. çok iğrenç değil mi dedi.. evet dedim.. ne yapayım dürüst bir insanım ben.. yalnız niye öyle uzak doğulular gibi peace yaptı onu anlamadım.. japon parkı'nın etkisinde mi kaldı ne..

..

neyse park da böyleydi işte.. yaşlı başlı insanlarla temiz havada spor yaptık.. komikti.. tek kötü yanı yine iki tarafında da bir sürü evin olması.. üst taraftakiler villa, alt taraftakiler apartman.. işte görüyorsun.. yukarılara çıktıkça zenginleşiyor insanlar.. evet gerçekten öyle.. en tepelere şimdi  bisürü villa site tarzı yada iki katlı apartman gibi evler yapıldı.. çok şahaneler ya.. bak mesela bir iki tanesi..

evet milletin evinde gözüm kaldı valla..

..

neyse bu yukarılardan aşağılara inip eve gitme vaktim geldi sonra da.. biz ezikler aşağılarda oturuyoruz evet.. 
aha da bak o kadar eziğiz ki bizim yaşadığımız yerlerin havası bile kirli.. görüyor musun.. nasıl toz.. eheh.. şaka lan o kadar da değil.. yol çalışması vardı da arkada, o beyaz çakıl taşı gibi şeylerden iğrenç beyaz bi toz kalkmıştı.. zor nefes aldım valla..
..

ha bu arada şu çok gitmek istediğim spor salonunu da gördüm zaten yine.. yine öyle uzaktan baktım da baktım.. özencik oldum..

bu arada su yok içinde.. hatta içinde adamın teki birşeyler yapıyordu köşede ama onu çekmedim.. zaten parmaklıkların falan arasından çektim böyle sapık gibi.. bu olimpik olan.. bir de içinde yarı olimpik var.. bakalım gitmek kısfmet olacak mı..
ben şu bayırdan inip de salonun çevresini dolaşıncaya kadar hava karardı hemencik.. 

ben de eve gittim tabi uslu bi çocuk olarak..

çok usluyum lan..

o değil de teyze çok şirindi ya..

6 Mayıs 2012 Pazar

ohalar olsun..

oha lan..

bizimkiler maçın özetine bakıyorlardı da ben de bi bakayım dedim..

şu takım tutmaz halimle ben bile sinirlendim ne biçim maçtı lan o.. yazık lan bu emre'ye.. bi öldürmedikleri kalmış çocuğu (çocuk?)

..

zokora olacak ayı da, hem bacakarasına tekme atıyo hem de bişey yok bişey yok diyo böyle elini kaldırmış.. indir lan o eli indir.. beni bile sinirlendirdi.. testesteron patlaması mı yaşadım bi an burda ne oldu anlamadım..

neyse.. 

..

fucking nigga diyince kızıyo ondan sonra çirkef.. hem de anlamadığım bir şey var millet neden bu emre'ye ırkçılık yaptı bıdı bıdı diyor.. emre öyle birşey kastetseydi hem, önce fbdeki zenciler dövmez miydi onu? hem bir amerikalı'nın nigger demesiyle bir türk'ün nigger demesi aynı şey mi.. öyle bir şey kastetmemiştir bence.. hem sen o kadar pis bir şekilde oyna, ondan sonra karşındaki adamdan küfrederken dikkatli olmasını bekle.. ne diyecekti, siktiğimin siyahı, fucking black person mı diyecekti? ağzına sıçarım senin bitter çikolata mı diyecekti.. fuck you very much chocolate person mı diyecekti? african chocolate chips mi diyecekti? bloody african biscolata man mi diyecekti? ne diyorum ben ya.. hehe.

evet nigga demese de bunları dese daha iyi olabilirmiş tabi..  keşke bana sorsaydı küfretmeden önce.. neyse olan olmuş..

..

aman ya ben de şu futbol sevmez halimle gelmiş burda maç yorumu yapıyorum.. bana da ne olduysa işte böyle bi sinirlendim içim kıpır kıpır oldu.. birilerini dövesim falan geldi bi an.. içimdeki fenerbahçeli mi uyandı ne yaptı anlamadım ki..

neyse geçti şimdi iyiyim..

..

manyak trabzon taraftarı ya.. onlar da ayrı bi deli.. lan ne attılar öyle.. ata ata bitiremediler..

yuh be..

..

son olarak burdan zokora çirkefine seslenmek istiyorum..

wud up dog? (naber lan it?) 

(gayet dostane bir şekilde.. hani onlar birbirlerine diyorlar ya öyle yani, naber diyorum, gerçi fildişi sahili'nden adam, orada böyle demiyorlardır heralde.. ama demiyorlarsa da öğrensin.. gayet dostane.. selamlaşma biçimi)

5 Mayıs 2012 Cumartesi

aahhhooooeeeeeeeyyyyyııııııaaaaaaaaaağğeeee


ulaaan..  vııaaaağğğaaaaaaaaağğğğğaaaaaaaeeeeeeeeyyy diyen veledi yerim lan ben.. 

durduramıyorum kendimi.. sürekli bu şarkıyı dinliyorum.. eheh.. 20 defa falan dinledim heralde.. yemin ederim çok sevdim ya..

çocuk da çok sevimli zaten al evine besle sev, arada çığıttırt falan ne bileyim.. 

..

ayrıca ben de o buzun ortasında oturup balık tutmak istiyorum.. ben de orda şarkı söylemek istiyorum

ahoooooeeeeeeeeeeeeyeyyyayyyyyaaaaaaaıııııeeeeeeeee

4 Mayıs 2012 Cuma

içerisine düştüğüm bilinmezlikler silsilesi vol. 1

sevgili blog,

naber nasılsın?

ben de iyiyim sağol.. gibisinden salakça bir girişle, beni okumaman gerektiğinin sinyallerini vermiş olarak bugünkü yazıma başlamak istiyorum izninle..

evet.. ne diyordum en son.. valla bayadır şu allah'ın cezası olan dizi suskunlar'dan başka pek bir halt dediğim yok sanırım.. yine ondan bahsedeyim en iyisi..

dün de açtım böyle izleyeceğim diye.. yatağıma kuruldum öyle bakıyorum giriş müziği falan filan.. giriş müziğinden önce de bir şeyler falan.. neyse ondan sonra bir sahne geldi ve ben aniden televizyonu kapattım..

evet yaptım bunu..

o 4 küçük salak veletten ikisinin salaklıklarının dahil olduğu sahnelere bir şekilde dayanmayı başardım, yok ayakkabı muhabbeti, yok sırtta taşımalar, yok bilal'in içinde aslında hep bir dark side vardı temalı ayakkabı hırsızlığı falan filan.. dur ya dedim kendi kendime.. hemen sinir yapma.. sen de çok fena salak sinirli bi insansın dedim.. kendimi kınadım..

sonra gıy gıy başlama müziği falan.. onu da mute yapıp savuşturdum.. ama ondan sonra bu ecevit'in babasının karışısına geçip de neden lan neden diye zırladıktan sonra yine bir şekilde salak saçma bir muhabbetin dönmesi ve akabinde işte bana televizyonu kapattıran ibretlik sahne geldi..

o neydi biliyor musun.. diziyi izlemiyorsan nereden bileceksin.. izliyorsan sana da yuh.. nasıl izliyorsun şu diziyi hala anlamıyorum.. bak ben kendimi kurtardım.. darısı senin başına.. böyle bi anda televizyonu kapatıveriyorsun.. aynı sigarayı bırakmak gibi..

gerçi 2-3 ay falan içmiştim ben o yüzden sanırım kolay olmuştu bırakmak.. bırakmak demeye bile utanıyorum hatta.. o ne lan öyle bi de hava basıyorum sigarayı bıraktım diye.. daha doğru düzgün başlayamamışım bile.. neyse konu bu değil.. aslında bu lan bu.. yani durumlar benzer aslında.. bak bu dizide de daha 9 bölüm geçti.. yapabilirsin inanıyorum ben sana..

neyse evet sahne diyordum sanırım.. sahne.. o sahne.. the sahne..

.............

eco ve belalı babası naim, takoz irfan hakkında konuşmaktadırlar.. eco yine her zamanki gibi asıyor kesiyor, takozu şöyle bitircem, böyle mahvedecem, düz yatırıp tersten falan diye atıp tutuyor böyle babası da dinliyor onu gözlerini koca koca açmış..

sonra eco diyor ki.. onu bu piyasadan silicem.. onun bi olayı var.. onu alıcam elinden beş parasız kalıcak falan..

ve aniden belalı naim "ne o! söyle! bana da söyle!" şeklinde bir atak yapıyor ki sanırım bunun benzeri bir atağı en son sert abilerden yosemite sam yapmıştı.. hatırladığım kadarıyla yani..

ve bu sefer de karşımda belalıgillerden naim vardı..
..

o an ne hissettim tam olarak bilemiyorum.. tek bildiğim bir anda televizyonu kapattığım.. hatta kumandayla kapatmış olmam yetmemiş olacak ki yatağımdan kalkıp üzerindeki tuştan da kapattım.. o derece kapattım yani..

sonra evde amaçsızca bir tur attım.. banyoya gittim aynaya baktım.. çıktım mutfağa gittim.. ekmek yedim biraz..

neden ekmek yedim ki.. aç falan da değildim..

sonra annemle karşılaştım koridorda.. ne yürüyorsun karanlıklarda dedi bana.. evet lan.. ne yürüyordum ben karanlıklarda.. neden ışık açmamıştım.. neden ekmek yemiştim.. daha da önemlisi neden televizyonu bir anda kapatıvermiştim..

birden çok korktum.. "siz neden yürüyorsunuz karanlıklarda anne hanım?" diye sordum sesim titreyerek..

baktı öyle suratıma.. güldü geçti.. cevap vermedi.. neden cevap vermedi.. her dakika sorularıma yenileri ekleniyordu..

ben ise odama gidemiyordum bir türlü.. arka odaya gittim.. çıktım yatak odasına girdim.. çıktım salona gittim ama girmedim.. şöyle bir kafamı uzattım.. tekrardan annemle göz göze geldik.. güldü yine bana ordan.. fatma gül'ü dinliyorlardı.. pardon onlar izliyorlardı.. ben dinliyordum.. evet bir süre için orda durup dizinin sesine kulak verdim.. düğün gibi birşey vardı sanırım.. kim evleniyor acaba diye düşündüm..

kesin fatmagül'dür dedim.. bir süredir uzun siyah saçlı çocukla münasebettelerdi.. annem bahsetmişti.. kesin onların düğünü bu dedim.. merak ettim ama sormadım.. birşeyler okudum onun yerine... hala şaşkındım..

sonra çıktım arka odadan.. annemle karşılaştım yine.. ne yapıyorsun dedi bana.. arka odadaydım dedim..

sonra neden arka oda diyoruz biz bu odaya diye düşündüm.. oturma odasına arka oda deriz biz.. oysaki benim odam da arkada.. hatta yatak odası da arkada.. üçü yan yana.. bi tek salon önde.. ve biz neden sadece o odaya arka oda diyorduk.. neden oturma odası demiyorduk.. içerisinde oturacak bir koltuk neyin olmayıp da iki adet yatak olduğundan olabilir miydi? benim odama neden arka oda demiyorduk.. üstelik benim odamda yatağın yanı sıra koltuk da vardı.. neden annemlerin odası yatak odası da benim odam yatak odası değildi.. ben odamda yatmıyor muydum? neden bu ev 3 odaydı.. neden 4 değildi.. 4 odalı olsaydı gerçek bir oturma odamız olabilir miydi?

neden bizim köpeğimiz yoktu?

fenerbahçe neden yenilmişti.. ben neden ekmek yemiştim.. babam böyle pasta yapmayı nerden öğrenmişti.. babam hiç hayatında pasta yapmış mıydı? canım pasta mı istemişti? pasta bulamadığım için mi ekmek yemiştim?.. televizyonu neden kapatmıştım.. yine dönüp dolaşıp en başa gelmiştim.. muamma devam ediyordu..

deprem mi olmuştu yine? hatta az önce de deprem mi oldu? neden emin olamıyorum? köpeğim olsa o anlar mıydı?

neden bu aralar minik minik sallıyor arada? korkmalı mıyım?

tüm bu soruların cevabını bilen var mıdır?

..

maybe so maybe no..

http://www.youtube.com/watch?v=l7-mjtgasNA