24 Haziran 2015 Çarşamba

sen bilirsin


ya ben bu kadın milletini anlamıyorum ya.. kadın mıdır kız mıdır bilmem ama bu dişiler çok fena çok.. çok psikopatız biz arkadaş.. yani yeminle ben erkek olsam fellik fellik kaçardım bu kadın milletinden.. salağız bi kere..

valla bak kafa yok bizde.. olur olmadık trip atmak bizde.. söz dinlememek bizde.. yaptıklarından ders almamak bizde.. aynı hayatı 3 defa yapmak bizde.. hatalı şerit değiştirmek bizde.. sinyal vermeden dönmek bizde.. 4 yol ağzında far görmüş tavşan gibi kalmak bizde..

bi de bu tavşan halimizle dağa küsüyoruz.. dağ tabi şok..

değil tabii ki.. dağ niye şok olsun tavşan kardeş? senin gibi küçük bir tavşan dağa küsünce dağın neden umrunda olsun?

daha da saptırmadan konuya gireyim en iyisi.. ya ben de valla ne biçim yazı yazıyorum ya.. bir şey anlatçam bak kaçıncı cümle olmuş hala olaya giremedim.. yani nasıl bi lafı uzatma insanıyım anlamıyorum ya..

..

şimdi benim bir arkadaşım var.. buna biz tavşan diyelim en iyisi..

şimdi bu tavşanı ben biriyle tanıştırdım.. yalnız bu kişiyi ben de tanımıyorum.. öyle bi saçmalık..

çık işin içinden çıkabilirsen heheh..

yani şöyle.. şimdi.. beni bir yıl önce bi arkadaşım bu kişiyle tanıştırmak istemişti.. fekat ben bunun ikizler burcu olduğunu öğrenince -biliyorsun ikizlere olan bakış açımı- - biliyorum yıl olmuş 2015- - ama o zaman 2014tü- bu bahsi kapatalım rica ederim dediydim.. iyi ki de demişim..

neyse sonra bizim bu tavşan da beni biriyle tanıştırmak istemişti geçenlerde.. lakin o kişinin de ikizler olduğunu öğrenince bulaşmama kararı aldıydım.. karar alma sürecimde buraya gelip bu ikizler denen burcun ne kadar piiiiis kötüüüüü bir burç olduğunu da yazmıştım hatta.. heheh... her fırsatta kötülerim bu burcu ben.. neyse..

neyse işte, tam o esnada, yani tam biz bu ikizler mevzusunu masaya yatırmışken ve bir yandan kahveler içilirken, yıldız haritaları incelenirken, tam da rezzan kiraz kıvamına gelmişken, sen benim bu geçen yılki arkadaş mesaj atmasın mı muhabbetin ortasına.. sonra benim zihinsel süreç başlamasın mı?

böyle bir çağrışımlar bağlantılar falan derken bir yıl önceki muhabbeti hatırladım.. sonra tavşana anlattım böyle böyle biri vardı, yine deli burcundandı istememiştim diye.. sonra bu tavşan da meraklı, sordu etti kimmiş neymiş..

ardından feyspıktan bu delinin fotoğrafını gören tavşan bunu beğenmesin mi.. sonra bunu öğrenen arkadaş da gaza gelmesin mi..

bu arada konuşma esnasında ben iki cümlede bir 'bak ikizler ama bu..' dediydim.. uyardıydım yani.. lakin bu tavşan kendine çok güvendi.. 'la de git yıl olmuş 2015' dedi..

'la de git' dedi.. bu lafın modasının geçtiğini hatırlattım ona.. sonra daha da sinirlendi.. yıldız haritamı ortadan ikiye cart diye ayırıp, kapattığım kahve falımla birlikte balkondan aşağı salladı.. ellerini masaya vurup 'rezzanın da ağzına sıçayım, ayarlayın bunu bana' dedi.. çok gaza gelmişti.. gözlerini iyice hırs bürümüştü.. ben de dedim ki orda.. 'hop! kirazıma laf yok..' sonra geri aldı lafını..

bu anlattıklarımın ciddi  bir kısmının benim hayal ürünüm olduğunu biliyorsun değil mi? hah ona göre..

neyse sonra olanlar oldu arkadaş.. çok kötü bir şey yaptık.. bir ikizler burcuna daha güvendik.. hata..

..

bunlar tanıştılar.. buluştular.. her şey iyi falan.. ama sonra tipik son.. dengesiz ikizler.. ne dediği belli değil.. ne düşündüğü belli değil.. ardından tripler havalarda uçuştu falan.. bir ara kimin kime trip attığı da belli değildi.. sebep de belli değildi.. öyle bi anlamsızdı her şey bir ara..  sonra işler iyice sarpa sardı.. tavşanın delirme süreci başladı..

tavşan ayrı bi salak.. hiç lafımı dinlemedi hiç.. belki de bu işten az bi hasarla yırtabilirdik.. ama dinlemedi..

o kadar uyardım.. yapma dedim.. yaptı..

yazma dedim yazdı.. mesaj yani..

..

arkadaş  hele daha yeni tanıdığın adama, hem de deli burcu bi adama ne diye atar gider yaparsın.. ne diye trip bombardımanı yaparsın.. ne diye önce trip sonra atar yaparsın.. bari ikisinin arasına biraz süre koy..

yazma artık bir şey dedim.. dinlemedi yazmaya devam etti.. cevap alamadı.. 

..

çünkü bir ara bir cevap almıştı.. 'sen bilirsin' şeklinde..

ah arkadaş ah..


...

bak şimdi burası önemli..

çok önemli..

..

'sen bilirsin' lafı kilit bir laftır.. bu laftan sonra yazılacak her laf, yapılacak her tribal hareket insanın kendisine girer.. bu böyledir. sen bilirsin yazmışsa biri, yapman gereken tek bir şey vardır..

ölü taklidi..

samimi söylüyorum.. sen bilirsinden sonra yapabileceğin tek şey ölü taklididir arkadaş.. başka türlü kazanamazsın..

...

işte bu kız milletinin kaybettiği nokta bu.. sen bilirsini yiyince ölü taklidi yapmayı beceremiyoruz.. çen çen çen ille konuşçaz..

tavşan konuştu da konuştu.. yapma dedim üzülceksin dedim.. dinlemedi.. ben rahatlıyorum böyle dedi.. ama karşıdan bi cevap gelmedikçe daha da delirdi..

işte böyle arkadaş..

kız milleti böyle.. laftan sözden anlamaz.. büyük sözü dinlemez.. küçük sözü hiç dinlemez.. ve ben bir yaş küçüğüm diye hiç dinlemedi.. yaşıt olsak belki dinlerdi..

..

ben de sen bilirsin dedim..

bana da çen çen konuştu..

cevap vermedim..

..

sonra dedi ki.. ben ikizler burcuyla pek anlaşamam zaten.. ne diye girdim bu işe..

işte...

ders almıyoruz..

..

lakin aklın karışmasın.. herhangi bir burçla karakterize olan bir olay değil bu sen bilirsin olayı... her burçla yaşanabilir..

ayrıca 3 cümle olmuş ve hala karşıdan cevap gelmemişse, bu da bir nevi sen bilirsin olayıdır.. sen bilirsine denktir.. aklında bulunsun..

bir de bu sen bilirsin olayı genelde çok yeni ilişkilerde yaşanır.. yani daha çok yeni ilişkilerin patlama biçimidir.. zamansız tirp, atar, gider nedeniyle yaşanır..

ve ben bunu ikizlerle değil it burcu ile yaşamıştım..

tabi deli burcuna dair olumsuz hislerim baki..

tavşanın karşısına çıkan kişi de bu burç hakkındaki hislerimi daha da pekiştirdi.. tamam bizim tavşan salakça davrandı... ama ikizler de yine deliydi.. kahrolsun ikizler burcu erkekleri.. ayrıca yaşasın genelleme yapmak.. heheh..

şaka lan kahrolmasınlar.. benden uzak olsunlar yeter..

si yu..

22 Haziran 2015 Pazartesi

sen beni benim seni sevdiğim kadar sevmiyorsun..

heralde sevmiyorum ulan..

..

hayatımda bu kadar yanlış bir cümle daha duymamıştım... a hayır bi de şu var: sen beni benim kadar sevmiyorsun... bu cümlede de bi dil bilgisi sıçışı var..

anyway...


şimdi sen de bu cümleyi, ya sana söylendiği için duymuşsundur, ya birine söylemişsindir, ya da birini başka birine söylerken duymuşsundur, ya da bi şizofrenin boşluğa bakarak söylediğini duymuşsundur falan.. her türlü bu cümleyi duymuşsundur...

ben de bu cümleyi duydum.. bana söylenmişti vakti zamanında.. sonra ben de uzuun uzun düşünmüştüm.. o beni ne kadar seviyor? ben onu ne kadar seviyorum? o benim için ne yaptı? ben onun için ne yaptım? bugün ülkem için ne yaptım? falan gibi türlü sorularla kafamı bulandırmıştım bu serzeniş karşısında...

o zamanlar düşünememişim ama şimdi bu laf için verebileceğim iyi bir karşılık var..

-sen beni benim seni sevdiğim kadar sevmiyorsun.
-ben seni senin beni sevdiğin gibi sevmiyorum. seni daha farklı seviyorum. benim sevme tarzım bu arkadaş... nev-i şahsıma münhasır bir şekilde seviyorum seni...

...

bu samimi pazar gecesinde biraz içli konuşacağım hazır ol...

..

beni bilirsin..

ilişkiler neden sıçıyor? sorusuna ara ara cevaplar arar, bu konuda kafa patlatır, sonra da gelir buraya yazarım...

şimdi de aynen bunu yapacağım..

şimdi arkadaş...

bizim millette mi sıkıntı vaar yoksa insanlığın geneli mi böyle bilemiyorum ama en azından yakın çevremdeki insanların (kendim de dahil) ilişkiler konusunda bir çeşit hesaplaşma kafası yaşadığını fark etmiş bulunmaktayım..

bana anlatılan problemlerin genelinde aman efendim ben onun için şunu bunu yaptım karşılığında o naapıyor, o benim için şundan bundan vazgeçti ben hala böyle davranıyorum falan gibisinden bir çeşit hesap yapma, kıyas yapma, denklem kurma, eşitlik kurma, denklik kurma (daha da yazarım) gayreti var..

hepimiz muhasebeci kesilmişiz, devamlı bir giriş çıkış hesabındayız..

benim bildiğim bir şey varsa, o da muhasebeci olmadığımdır.. senin de olmadığını biliyorum.. muhasebeciler düz adamlar oluyor, blog falan okumaz onlar.. ordan biliyorum.. heheh

..

hollandın tipoloji kuramına göre muhasebeciler geleneksel tipler olurmuş .. buradan vardığım sonuç:

muhasebeci olmadığımız halde kendimizi muhasebeci zannetmemizin altında yatan sebep, toplum olarak hepimizin geleneksel muamele görmüş olmasıdır.. allahım ne biçim sonuca vardım yine..

ama di mi ya.. doğu toplumlarındaki bu geleneksel yaklaşım bizi bu hale getirdi.. işte sorunun kaynağı bu.. aşırı geleneksellik...

sonuç olarak vardığım sonuç:

ss

sen sıçmışsın...

..

bu kafadan kurtulmadıkça ilişkilerimizde mutlu olmamızın imkanı yok diye düşünüyorum.. kafadan da kurtulmak kolay değil.. alışmışız.. yani böyle yetiştirilmişiz ne yapalım...

neyse..

bu yazı da böylece bir yere bağlanmadan bitmiş oldu..

...

ya o değil de jon snow öldü.. o kızıl saçlı deli kadın bu ölümü geri çevirebilir mi dersin?

yazık oldu.. iyi adamdı.. saygılı efendi çocuktu.. delikanlı, cesur, görevine bağl aman bana ne ya.. öldü gitti neyse..

aman hiç keyfim yok nedense..

ig, gn..

9 Haziran 2015 Salı

neler oluyor böyle?

arkadaş yıl olmuş 2015 hala ayaklı fotoğraf çekenler var...

hayır bir şey demeyeyim demeyeyim diyorum da.. yok dayanamayacağım.. ya arkadaş bizim toplumun bu hali ne olacak? ha ne olacak? bu milletin geleceğini düşündükçe içim kararıyor, tüylerim tiken tiken oluyor, kalp spazmları geçiriyorum burda..

biliyorum seçimler falan oldu asıl gündem o ama.. dur şimdi.. siyasetten daha önemli bi meselemiz var.. o da ayaklı fotoğraf akımının hala bitememiş olması...

..

ya valla bir gün dayanamayıp birinin ayaklı manzara fotoğrafının altına yazı yazacağım... ama korkuyorum insanlar beni yaftalar falan diye.. ayak düşmanı ilan ederler, özgürlük düşmanı ilan ederler, cehape zihniyetli derler falan diye.. gerçi cehape zihniyetliyim ama olsun..

..

ya gerçekten düşünüyorum düşünüyorum, o deniz manzarasının, o dağ manzarasının, o plato o ova manzarasının kıyısından köşesinden o ayağın fırlamasının gerekliliğini anlayamıyorum... niye? neden? why? WHY?

vay arkadaş ya...

ben bu postmodern akımları yeterince yakalayamadım mı nedir ya? yeterince sürrealist değil miyim?  allah da benim belamı versin o zaman.. lanet olsun ne diyorum ben ya?

...

game of thrones da ne biçim ilerledi arkadaş..

herkes kafayı yedi yemin ediyorum.. stannisin bu denli psikopata bağlamasının ardından söylenebilecek çok şey var ama ben tek bir cümleyle bütün seven kingdoms'a şunun sözünü vermek istiyorum...

sayın stannis baratheon.. khaleesi bu topraklarda var oldukça.. sen.. başgan olamayacaksın...

stannis baratheon seni başgan yaptırmayacaaz.. heheh.. tamam ya yapılmış espri yapmıcam bi daha..

..

bu ak gezenlerle olan savaş sahnesinde vallahi ödüm koptu yahu.. gönlümün piçi jon snow ölecek sandım bir an.. meğersem o kılıç valerian çeliğindenmiş demek ki.. o kılıç jon snow'a nerden gelmişti? babası mı vermişti? rahmetli aemon reyiz mi vermişti? kim vermişti...ben de ne biçim dizi izliyorum ya.. bir şey bildiğim yok.. haybeye izliyormuşum öyle demek ki.. karambole izliyormuşum..

olmaz olsun benim gibi izleyici...

si yu

4 Haziran 2015 Perşembe

taşlarla olan münasebetimiz...


"Yamaçta, dışa doğru çıkmış bir taş vardı. Bu benim taşımdı, çoğu zaman o taşın üzerine oturur ve zihnimde aşağı yukarı şöyle gelişen bir oyun başlatırdım: Ben bu taşın üzerinde oturuyorum o da benim altımda. Taş da, 'Ben' diyebildiği ve düşünebildiği için, 'Ben bu yamaçta yatıyorum o da üzerimde oturuyor.' derdi. Ondan sonraki soru şuydu: Taşın üzerinde ben mi oturuyorum, yoksa onun üzerinde oturduğu taş ben miyim?"- C. G. Jung (Anılar, Düşler, Düşünceler)

bir de bana garipsin diyorlar..

tarkan'ın da taş diye bi şarkısı vardı sanki.. taş olup tökezletecek miydi.. yoluna mı çıkacaktı kızın ne yapacaktı.. 

haydin ig..

1 Haziran 2015 Pazartesi

bir deli gördüm sanki..

sana yeni haberlerle geldim.. bir arkadaşım beni biriyle tanıştırmak istiyor.

bir güzel anlattı şöyle efendi böyle harika.. aklına gelebilecek bütün güzel sıfatlarla niteledi adamı... iki akşam bir gündüz boyunca anlattı durdu.. en sonunda da dedi ki... 

ikizler burcu.

..

orda dur. dur orda. 

i... ikiz..... ikizler.... mi dedin?

hm..

hım hım hımmm

....

yıl 2009

bursaya yeni dönmüşüm. o zamana kadar nasıl bir kaderse karşıma erkek olarak balıktan başka burcun mensubu kimse çıkmamış.. varsa yoksa balıkla muhattap olmuşum... 

hamsi.. istavrit.. levrek... 

bir asyalı kadar balık uzamanı olmuşum.. kimisini çiğ çiğ, kimisini çekiklerin yaptığı gibi kafasından tutup canlıyken kızgın yağda pişirip yemişim.. kimisini kokuyo lan bu deyip yemeden kedilerin önüne atmışım.. her türlü balığın ağzına sıçmışım kısaca... 

ağza sıçma konusunda hep balıklarla çalışmışım.. masterımı bir hamside doktoramı levrekte yapmışım... 

..

geldik 2009...

muhteşem ikizler dönemi...

..

bir ikizler çıktı karşıma.. bütün diplomalarımı gözümün önünde yırttı attı.. benim gibi ağza sıçma uzmanının diplomalarını hem de.. yırtmakla kalmadı üstüne bir de benzin döküp yaktı.. köprünün üstüne çıkıp küllerini denize serpti.. denizdeki balıklara göz kırptı sonra da.. onlar da ikizlere selam çaktılar.. eyvallah bilader dediler... geri denizlere daldılar.. bir daha da yanıma gelmedi hiçbir balık.. o gün balıkların yüzerek uzaklaşmalarını izledim ve bir daha balıklara işkence etmemeye karar verdim.. ne güzel omega 3 kaynağı lan onlar.. 

ikizlere mi ne oldu? arkasına dönüp saçlarını düzeltti.. pelerinini savurup köprünün üstünden göğe doğru sıçradı.. ama bir ikizler nasıl özgürlüğe doğru uçabilirdi ki? kuş muydu ki o? değildi... e tabii ki uçamazdı.. o da bunu havadayken fark etti ve havada olduğu bir an, kısa bir an şaşkınca birbirimize baktık.. denize düştü.. debeleniyordu.. ama yardımımı istemedi.. ben de arkamı dönüp gittim.. madem istemiyor ne durcam lan orda..

sonradan duydum ki tam boğulacakken bir kovanın içine sığınmış.. sonra o kovanın içinde sıkışmış ve birlikte sonsuz okyanuslara açılmışlar.. 

onlar erdi muradına... ben de ormana daldım.. ya ne yapacağıdım? kerevetlerine mi çıkacaktım? kovalarına mı girecektim? 

onun yerine ormanda sakin dingin bir hayat yaşamaya karar verdim.. kendimi dinledim.. yürüdüm.. yürüdüm.. az gittim uz gittim.. kendi başıma yıldızları izledim.. diğer hayvanları gözledim.. çeşitli incelemeler yaptım.. 4-5  yılı böyle geçirdim.. meditasyon falan derken artık tüm çakralarımın açıldığına işaret eden karizmatik bir boyun kütletme hareketinden sonra günlerden bir gün hazır olduğumu hissettim..

derken bi arkadaş elimizde bi oğlak var ne dersin dedi.. sağol kanks dedim.. alırım bi dal.. lakin oğlak bi acayip hayvanmış.. it gibi bir şeymiş.. it bile bundan daha iyidir hatta.. yani pek sevmedim.. ama şimdi saydırmayayım burda.. arkadaş tanıştırmıştı ne de olsa.. ulan sanki bu bloğu bilen arkadaşım var.. saydırayım dur.. içimde kalmasın.. ya bu oğlak denen keçi yavrusu nasıl bir yaratıktır arkadaş ya.. inadına sıçtığım.. bu da asapbozangillerden.. neyse bahsetmeyeyim en iyisi bozmayım sinirimi şimdi ahşam ahşam..
 
...

neyse sonra düşüncelere daldım..

ormandaki yıllar süren ruhani gezintimin sonucunda, herhangi bir bilgeleşme yaşamadığım gibi bildiklerimi de unuttuğumu anladım iyi mi?

av nasıl yakalanırdı?  ateş nasıl yakılırdı? nasıl pişiriyorduk nasıl doğruyorduk falan.. hepsini unutmuşum..

..

yaaa arkadaş.. işte böyle..

beni kör kuyularda merdivensiz bırakıp gitti o ikizler.. hayatımda bir dönüm noktası yarattı.. resmen zararsız bi insana dönüştüm çıktım bunun yüzünden.. 


şimdi biri bana diyor ki  i.. ik.

söyleyemeyeceğim.. dilim varmıyor düşün.. eheh..

ama ezeli düşmanım lan o benim!

..
..

yıl olmuş 2015

hala burçlara inanıyorsun yeaaa mı diyorsun? kes lan.

yürü git..

..
..

şaka şaka.. elbette ki saçmaladığımın farkındayım.. niye ikizler kötü olsun ki.. bence on iki burcun on ikisi de bok gibi dermişim...hatta diyim lan.. valla hepsi bok gibi.. yükselenlerle değişik kombinasyonlar yapsak belki aralarından iyi bir şeyler çıkar ama boşver ya.. bu yüzden en iyisi uzaylılar gelsin artık. bir de onlara bakalım.. onların yıldız haritaları enerjileri bi şeyleri daha farklıdır..  

...

neyse cidden şaka bir yana.. daha önceki yazımda da dediğim gibi.. olay belki de balık burcu ikizler burcu it burcu meselesi değil.. mesele doğru düzgün sevememektir belki de diyor ve tamam ulan gönderin ikizleri gelsin diyorum.. yok yok demiyorum.. dur biraz düşüneyim bari ya.. bi dur ya..

..

hayır insan bi de düşünüyor.. ya bu ikizlerin neyine yenildin? ne iğnesi var ne boynuzu var ne pençesi var.. nasıl yendi seni? deli olmasıyla mı yendi acaba.. çünkü dengesiz bir deli gibiydi bu ikizler hatırladığım kadarıyla.. bunun hakkından anca psikiyatrist burcu biri gelir...
 
neyse bi de halim yok biliyor musun? üzerimde bi tembellik bi uyuşukluk bi bişeyle uğraşmak istemezlik hali var.. ikizler gibi insanın asabını bozan bi deliyle uğraşmayı bırak, en fazla ekmeğe dönüşerek kilo yapmak suretiyle zarar verebilecek bir buğday başağına bile yaklaşasım yok.. onunla bile uğraşasım yok.. zaten ekmek pıçaklarım da körelmiş.. bilemem falan lazım ayy valla hiç enerjim yok ya.. hava da soğudu yine.. hani yaz gelmişti lan?

hava güzelce ısınsın da havuza falan girelim artık hadi..

bu havanın burcu da ikizler midir nedir..

..

neyse hadi..

tatlı rüyalar ponçik..

ponçik seni..