22 Haziran 2012 Cuma

reunion

bugün uzun süreden beri ilk defa bu kadar fazla misafir geldi bu eve.. akrabalar..

dün bir sünnet düğününe teşrif ederek buluştum kendileriyle.. sonra nasıl olduysa anlık bir gazla taa benim küçüklüğümdeki gibi, o yılbaşılarda tombala oynanan zamanlarda olduğu gibi bizde toplanma kararı alındı.. ve bu akşam da onlar teşrif ettiler efendim..

neyse sünnet düğününe geleyim asıl ben.. bu içerisinde kesme işlemi göremediğim ve sadece bir çeşit kutlamadan ibaret olan şeysiden sonra akrabalarımla farklı dünyaların kafalarını yaşadığımızı bir kez daha anlamış bulunmaktayım.. bildiğin ayrı dünyaların insanlarıyız biz.. gerçi bunu çoktan anlamış ve kabullenmiştim lakin bu sefer belki daha çok uyum sağlarım demiştim ama yok.. anladım ki yok..

yani mehter takımının önünde tahterevanda taşınan çocuk mu ararsın, şehzade mübarek, gelin ve damat gibi giyinmiş anne baba mı ararsın. valla söylemeseler biri evleniyor sanacaktım.. zaten evli olduklarını bilmesem hakkaten bir an öyle sanabilirdim yani.. eheh.. yani senin anlayacağın bir ihtişam bir şatafat ki sorma.. vay anasını dedim.. ama bu daha başlangıç..

en baştan anlatayım.. mehter takımı eşliğinde 50 tane marş dinledikten sonra sanırım lady in red eşliğinde gelin ve damadın :) pardon anne babanın ilk dansı ile muhteşem gece başlamış oldu.. lan mehter takımından sonra lady in red ne lan..

bir süre daha yabancı slow takıldıktan sonra beklendildiği üzere çifte telli ile göbek atma kısmına geçildi.. bu kısım oldukça uzun sürdü.. hatta bir türlü bitmek bilmedi.. tahammül sınırlarımın zorlandığı anlardan birini daha yaşıyordum senin anlayacağın.. lakin ben bu sınır ihlalini birçok kez birçok farklı durumda yaşamışımdır.. o yüzden alışkınım bir yerde.. yani içerisinde bulunacağım her durum benim tahammülüme göre olsaydı ohooo.. sen idare edeceksin arkadaş.. tahammül edeceksin..

neyse işte gece böyle göbek atmalı çiftetellilerle devam etti falan en sonunda da dansöz çıktı.. evet dansöz.. hayatımda ilk defa dansöz izledim.. bu arada düğün havuz başında, açık havadaydı o yüzden bir yandan da hafiften bir ürpermedir üşemedir yavaş yavaş yoklamaya başladı beni.. hemen ısınmak için dansözün karşısına çıktım ve karşılıklı kıvırtmaya başladık.. daha doğrusu o kıvırtıyor ben adnan hoca dansı yapıyorum.. öyle bir durumdayız..

şaka lan.. ama dansöz de dansözdü ha.. o kıvırtadursun millet de çılgın gibi para saçıp duruyordu buna.. kimisi donuna takıyor kimisi tepesinden yağdırıyor falan.. vay arkadaş ben de istiyorum ya..  hele bir tane yaşlı adam vardı kimin nesiydi anlayamadım ama etrafa dolar saçıp duruyordu.. gerçi onlar 1 dolardır kesin.. neyse çok şirin bir suratı vardı.. size dede diyebilir miyim, demek istedim ona da.. hem belki bana da para verirdi.. lan ne bu lan para para para napolyon oldum iyice.. 

anladım ki hayat paranın etrafında dönüyor.. bu da başka bir yazımın konusu olabilir belki ilerde.. ekonomiden de pek anlamam ama olsun sallarım birşeyler.. her halükarda okuyorsun zaten.. evet sana dedim..

neyse yani böyle işte.. şok oldum lan dün.. annemlere anlattım eve gelince onlar da şok oldular.. lan biz sosyeteye falan karıştık da benim mi haberim yok.. anlamadım ki.. mekan da acayip lükstü.. yiyecek içecek servisleri falan pek bir ihtişamlı idi.. yada ben evden gezmek için en fazla bi tane alışveriş merkezine gidip yemeği de burger king'te yediğim için bana öyle gelmiş olabilir, bilemedim şimdi.. 

eve de gece ikide geldim zaten.. mekan sahipleri kapattık artık bitti gidin diyorlar benim akrabalar kafayı çizmiş, hala daha müzisyenlerden iki tane çalgıcıyla şarkı söyleyen kadını tutmuşlar şunu da söyle bunu da söyle diye tutturuyorlar, artık ne kadar para sokuşturdularsa ceplerine bu çalanlar da kıramıyor söylüyorlar falan "abi bu son bak ama" diye diye.. ses sitemi vs herşey sökülmüş masalar toplanıyor kimsecikler kalmamış, bunlar masa başında istek parça olayını kapatamıyorlar bi türlü.. ben de nasıl üşüyorum eve gitmek istiyorum bilemezsin.. artık donma aşamasındayım dişlerim birbirine çarpmaya başlamış o derece.. şarkılardan hiçbirinin sözlerini bilmeyişim de cabası..

neyse.. işte herkes deli içti.. rakılar su gibi aktı.. ve bunun üzerine herkes eve yine kendi aracıyla döndü.. o da ayrı bi ayıplanması gereken durum aslında ama neyse valla beynimin ayıplama merkezi çok yorgun.. o yüzden umursamama merkezine naklediyorum bu durumu şimdilik.. yani bu aralar devamlı birilerini bir şeyleri ayıplıyorum sana anlatmadım ama çok ayıplıyorum insanları bu ara.. sıkıldım ayıplamaktan..

artık biri alkollüyken ciddi anlamda başını yada daha önemlisi başkasının başını derde sokarsa o zaman doğrudan suçlama merkezime naklederim olayı.. merkezden, "suçlusun pislik" çıktısını alıp eline de veririm.. yani bak işte hayat böyle.. iki kişi var diyelim.. ikisi de alkollüyken araç kullanıyor.. biri tesadüf mü diyelim şans mı diyelim kader mi diyelim birine çarpıyor, diğeri hiçbir şey olmadan evine varıyor.. hangisi suçlu? çarpan adam.. diğeri? o suçsuz.. kimseye çarpmadı çünkü..çarpınca suçlıcaz.. çevirmeye yakalansa o da suçlu olacak tabi ama yakalanmadığı sürece, bizler onu suçlayamadığımız için suçsuz sanırım.. hadi suçlayamıyoruz tamam da ayıplayamıyoruz bile..

yani biliyorum alkol alınca her zaman kaza yapılacak diye bir şey yok.. yani ben de biliyorum körkütük olmadıktan sonra algıların o kadar da karışmıyor olabilir.. alkole dayanıklı olabilirsin.. ama şu bir gerçek ki alkolle gelen bir deli cesareti oluyor.. işte asıl o zaten başını derde sokabilecek olan.. bir olmaz iki olmaz.. ... yüzellisekiz olmaz.. ama yüzellidokuzda olabilir..

ve yasalar da belli.. aynı kazayı alkolsüzken yaşadığında ve alkollüyken yaşadığında alacağın tepki farklı.. sanırım biraz daha düşünceli olmamız gerekiyor..

..

neyse bugün de bize geldiler topluca.. ayrı dünyaların insanları olarak bizim evde buluşmuş olduk..

..

bu arada toplumun kanayan yaralarından bir tanesi; çocuğuna sahip çıkmayan misafir türüdür biliyorsun.. gerçi bu çocuklar da ele avucu sığmıyor ama sahip çık kardeşim ya. git abla sana bilgisayar açsın, demek yok öyle.. zaten önceki bilgisayarım bozuldu gitti çöp oldu, buna karşı aşırı hassasım.. öyle tuşlara hunharca basacak çocuğun eline teslim etmeye hiç niyetim yok.. gözüm gibi bakıyorum lan ben buna.. git abla bilgisayar açsınmış.. sen ver telefonunu oynasın lan it.. hayret bir şey.. dur dur sinirlenmeye başlıyorum sanki.. dur konuyu değiştireyim..

ya da doğrudan gidip yatayım..

ne biçim gündü ya..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder