yine bir ayakkabı olayı yaşadım..
gün geçmiyor ki bir ayakkabıdan muzdarip olmayım..
dün tam yürüyorum, hava felaket sıcak, neredeyse hayattan bezicem ama neyse ki ayaklarımda çok rahat olan, çok sevdiğim, ön kısmında ve bileğinde iki ince şerit bulunan hafif topuklu açık ayakkabılarım var.. herşeye rağmen ayaklarım rahat olduğundan hayat güzel yani.. çünkü ayaklarımın rahat olması benim için çok önemlidir bilmem söylemiş miydim..
neyse işte böyle sevimli sevimli kanaatkar bir şekilde yürüken birden sağ ayağımdaki ayakkabı ayağımı serbest bırakıverdi.. bir de baktım ön kısmındaki şerit kopmuş.. ve anlayabileceğin üzere sadece bilekten tutan bir ayakkabıyla, ayakkabı sağa sola kaymadan yürünemeyeceği için sıçıp kaldım oracıkta.. oysaki ne kadar da kanaatkardım.. (annem biraz kanaatkar olun deyip duruyor da, dilime dolandı) neyse ki arkadaşıma ulaşmama çok az kalmıştı.. karınca hızıyla yürüyerek yanına vardım ve birlikte bok varmış gibi gülmeye başladık bu duruma..
ama için için çok üzülüyordum.. kaç yıllık ayakkabım.. bana nasıl yapardı bunu? üstelik hiç de sinyal vermedi ben kopmak üzereyim diye..
sonra gölgede bir banka oturduk.. herkesin gözü üzerimde tabi.. bir anda ilgi odağı oldum.. ne yapsak ne etsek diye düşündük, yakında ayakkabıcı var mı diye sorduk sağa sola.. bi tane kimin nesi olduğunu ve orada neden dolandığını bilmediğim bir amca, az aşağıda var dedi.. sonra arkadaşım bana, sen dur ben götürüp yaptırıp geleyim dedi.. sonra ben daha bir şey diyemeden o amca bu sefer atladı, siz durun ben yaptırıp getireyim diye..
oraya kadar yürürüm heralde dedim ben de.. arkadaşım yine sen otur ben yaptırıp geleyim dedi.. yok yok yürürüm ya o kadar dedim.. amca, yolda kalırsın kızım ver ben yaptırayım geleyim hemen, ver ver dedi.. arkadaşım bu sefer, ya ben giderim gerek yok falan dedi.. amca hala daha, bişey olmaz ver yahu hemen yaptırıp getiririm ben onu sen yolda kalacan falan diyor bana.. ben çoktan yürümekten vazgeçmiştim aslında herkesi bu kadar hevesli görünce.. iyi dedim, yazı tura attım hangisi gitsin diye..
şaka maka insanların yardımsever olması çok güzel bir şey ya..
sonra işte amca aldı gitti ayakkabıyı.. biz de arkadaşla oturduk bekledik.. ben sağ ayağımı sol ayağımın arkasına gizleyerek üzerimdeki bakışlardan kurtulmaya çalıştım falan.. garip bir durumdu..
sonra amca getirdi ayakkabıyı.. ayakkabıcı yerinde yokmuş, o yüzden yapıştırıcıyla kendisi yapıştırmış.. ne sevimli ya.. kendi dikebilse dikecek bile.. borcum ne kadar dedim, bu sefer para almamak için tutturdu.. şirin ya..
..
bugün de yapıştırılan kısım fazla idare etmez diye bir ayakkabı tamircisine götüreyim de iyice muamele görsün dedim.. en alt yolda varmış bir tane.. küçücük kutu gibi bir yerdi.. amcanın önünde bir yığın ayakkabı vardı.. içerisi de darmadağınıktı ve ordan burdan sarkan fırlayan poşetlere kutulara ıvır zıvırlara çarpmadan girip çıkmak imkansız gibi bir şeydi.. neredeyse imkansızı başarıyordum.. olmadı..
tamirci amca 55 yaşındaymış.. biraz lafladık.. 38 yıldır bu işi yapıyormuş.. aslında dükkan pek içime sinmedi ama 38 yıldır bu işi yapıyorsa bırakayım da yapsın bari dedim.. 1 saat sonra hazır dedi.. ama ben 2 saat verdim ona.. bıraktım ayakkabıları eve gittim..
tamirci amca 55 yaşındaymış.. biraz lafladık.. 38 yıldır bu işi yapıyormuş.. aslında dükkan pek içime sinmedi ama 38 yıldır bu işi yapıyorsa bırakayım da yapsın bari dedim.. 1 saat sonra hazır dedi.. ama ben 2 saat verdim ona.. bıraktım ayakkabıları eve gittim..
..
başladık karşılıklı hayat zor hayat bok diye efkar yapmaya.. babamı soruyor, kendi çocuğundan bahsediyor falan.. bu sırada gözüme çimenlerin üzerindeki kedi çarptı..
geçen gece teee karşı apartmanın bahçesindeydi bu.. balkondan buna iki pıst yaptım sallamadı.. sonra yere bir şey atar gibi yaptım da koşup geldi hemen.. hergele.. bir süre yerleri taradı etti, arada yukarı bakıyor hani nerde der gibisinden falan.. çok şirindi lan.. sonra biraz ekmek attım boşa ümitlendirmiş olmayayım, hayalleri yıkılmasın diye.. hapur hapur yedi.. sonra baktım çok aç gibi.. yani kedi haliyle ekmeği bile bu kadar iştahla yediğine göre.. biraz da peynir attım sonra.. onları da çılgın gibi yedi.. sonra doydu, çekti gitti.. o kadar pıst ya dur ya dedim sallamadı..
bugün de bi baktım gelmiş dolanıyor öyle çimleri kokluyor.. gidip kafasından tutup hunharca sevesim geldi ama ismilazımdeğil teyzeyi bir kedi için satamadım.. bazen insanların hayattan şikayet etmeleri ve birilerinin de bunu dinlemesi gerekiyor.. bazen insanlar beni dinliyor bazen de ben insanları dinliyorum.. arada böyle olmak zorunda.. ismilazımdeğil teyze de konuşmak istiyor gibiydi.. bu yüzden kediye, dönücem ben sana bakışı attıktan sonra dikkatimi bütünüyle ismilazımdeğil teyzeye verdim.. yolun aşağısına kadar konuşa konuşa yürüdük birlikte.. sonra ayrıldık.. ben de ayakkabı tamircisine doğru yol aldım..
..
ayakkabıcıya girdim, bir baktım.. sonra tekrar baktım.. amca fena yapmamış aslında ama yine de garip geldi.. 38 yıllık deneyim beni memnun edemedi mi ne? olur mu lan öyle şey. sağol amca dedim, parasını verdim.. hadi iyyakşamlar dedim.. iyi akşamlar diyemiyorum bir türlü.. sonra bana yakında mı oturuyorsun dedi.. evet dedim.. hayır deseydim dükkanını sükse yapmış sanabilir miydi? bir şey olursa getir yine ben hep burdayım dedi.. iyi dedim.. nereye gidebilirsin ki zaten diye sormadım ama..
..
döndüğümde kedi de yoktu zaten.. salak yemin ediyorum geri zekalı bu kedi.. dönücem dedim niye beklemiyorsun? ben de eve gidip babamın kafasını sevdim.. o da kedi gibi zaten..
...
telefonum yaklaşık 1 yıldır böyle çalıyor..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder